Esaret Aşkı ve Âşurâ


Esaret Aşkı ve Âşurâ

Âşurâ’nın benliğimizdeki etkisinin bu kadar az olmasının sebebi bize miras bırakılan izzetli yaşama felsefesinin günlük yaşamımızda tezahür etmemesidir. Zalim her zaman bir şahıs olmamıştır. Mal, mülk, makam, evlat ve çıkar bugün insanlığı zulme boyun eğdiren zalim konumundadır.

Tesnim Haber Ajansı - Bugün insanlığın en büyük problemi özgürlük elbisesi altında insanı esir alan özgürlük psikolojisidir. İmam Hüseyin (a.s)’ın yüzlerce yıl önce kanı ile insanlara miras bıraktığı izzetli yaşam olgusu bugün genel manada tahrif veya terk edilmiştir. Zalime teslim olma içgüdüsü insanlığı asıl amacı olan Allah’a teslim olma duygusundan alıkoymuştur.

Âşurâ yani Muharrem ayının onuncu günü yani insanlığın zalime teslimiyetin reddedildiği gündür. Yani;

Âşurâ, samimi ve özde Müslümanların fasık ve münafıklardan ayrılması,

Âşurâ, hak ile batılı ayıran çizgi,

Âşurâ, Firavun’a karşı Musa (a.s), Nemrut’a karşı İbrahim (a.s) olma,

Âşurâ, esaret ile izzet arasındaki çizgi,

Âşurâ, uyanış,

Âşurâ, direniş,

Âşurâ, heyhat mine’z- Zille demektir.

Âşurâ’nın birçok felsefî yönü vardır. Bu yönlerin en önemlilerinden bir tanesi de zalime boyun eğmemek yani özgürlüğe bayrak açmaktır. Tarih sürecinde insanlık esarete âşık olmuş ve bunu mevcudiyetinin temel öğeleri arasında görmüştür. İnsanlığın maruz kaldığı zulmün ve akıttığı gözyaşının sebebi de budur.

Âşurâ’nın benliğimizdeki etkisinin bu kadar az olmasının sebebi bize miras bırakılan izzetli yaşama felsefesinin günlük yaşamımızda tezahür etmemesidir. Zalim her zaman bir şahıs olmamıştır. Mal, mülk, makam, evlat ve çıkar bugün insanlığı zulme boyun eğdiren zalim konumundadır.

Muharrem ayı yaklaşırken sahip olduğumuz Âşurâ felsefesini tekrar gözden geçirmek ve muhasebe yapmak zorundayız. Âşurâ felsefesini hayatımızın her alanında yaşamamamızın sebeplerini gözden geçirmeliyiz. Âşurâ felsefesini iyi analiz etmeliyiz aksi takdirde kendi yarattığımız cellâtlara müptela olmaktan kurtulamayız. Bu noktada Ali Şeriatî’nin Hac kitabında Allah’a yönelme bilincini ifade ettiği “Ben, kendi tabiatımın farkındayım; hiçbir şey olmadığımı, her şey olduğumu, senin itaatkâr kulun olduğumu biliyorum. Senden başka her şey ve herkes karşısında isyan ederek özgür oldum.” bilinçli insanın ruh halini kendi benliğimize yansıtmalıyız. Âşurâ’nın bize bahşettiği özgürlük halini idrak edemediğimiz takdirde zillete mahkûm oluruz. Son olarak özgürlüğün manasına varamamış toplumları ve sonlarını Ömer Hayyam’ın şu dörtlüğüyle ifade etmek isterim.

“Cellâdına âşık olmuşsa bir millet,
İster ezan, ister çan dinlet,
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
Müstehaktır ona her türlü zillet.”

Muhammed Sami

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler