Al-i Suud Ve İsrail İran’a Karşı Komplo Kurmaktadır

Tesnim Haber Ajansı - İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, şu açıklamalarda bulundu: “Günümüzün haini olan Al-i Suud Şii bölgelerinde komplo düzenlemek istiyor. Düşmanlar boş ve saçma hayallerle, bizim Sistan ve Beluçistan gibi doğu şehirlerimizdeki güvenliği bozmaya çalışıyorlar ama Allah’a hamd olsun ki, Tahran gibi bu bölgede bulunan şehirlerde tam anlamıyla güvenlik hâkimdir. Arabistan, Şiilerin bulunduğu ülkelerde bölünme ve güvensizlik yaratmaya çalışıyor ama elhamdülillah şimdiye kadar başarılı olamadı.”

Düşmanlar Suriye sorunlarının İran olmadan çözülmeyeceğini biliyorlar

Tümgeneral Muhammed Ali Caferi konuşmasının başka bir bölümünde Suriye’de beş yıldır süren krize değinerek şunları söyledi: ‘Düşmanlar, IŞİD terör örgütünü oluşturarak Şii ve Ehl-i Sünnet toplumundan birçok kişiyi şehit etti ama bu gün düşmanlar sorunların ve Suriye savaşının çözülmesi için İran’a muhtaç olduklarını biliyorlar ve Amerikalı analistler bu konuyu medyalarında itiraf ediyorlar.

Amerikalılar Irak’ta bir sonuç alamayınca, İslam’ın içinde ve Şii karşıtı bir grup olan IŞİD’i oluşturarak, birçok soruna neden oldu ama yine de Şii bölgelerine ulaşmayı başaramadı.

Eğer âlimlerin cihat hükmü olmasaydı, terörist gruplar bu gün Necef ve Kerbela’ya kadar ulaşmışlardı. Allah’ın yardımı ile ordu kuvvetleri bu gün Irak’ın büyük bir bölümünü geri almıştır ve yine bu gün ordu kuvvetleri Musul’u IŞİD’den kurtarmaya çalışmaktadır.

Erbain yürüyüşleri vahdetin bir sembolüdür

Şiilerin gücü bu gün İslam İnkılabını örnek alarak, Irak’ta da devam etmektedir ve bu durumun en güzel örneği, çok büyük etkisi olan Erbain yürüyüşleridir.

İmam Humeyni’nin (ra) her zaman Hac’da oluşması beklentisi içerisinde olduğu vahdet, bu gün Erbain yürüyüşlerinde kendini göstermiştir.

Devrim Muhafızları Komutanı, Irak’ta yaşanan savaşa ve Amerika’nın bu savaştaki varlığına değinerek şunları söyledi: ‘ Irak halkı İran halkının yardımlarından, İslam İnkılabının dini hükümetinden ve dayatılan savaştan ibret almış ve bizim ülkemizi direniş için bir model olarak seçmiştir.’

İnkılabın istikrarı hegemonik sisteme hayır demesinden kaynaklanmaktadır

Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, İslam İnkılabının istikrarının egemen sisteme hayır demesinden kaynaklandığını belirterek şu açıklamalarda bulundu: ‘Bizim halkımız şehitlere minnettardır ve ileri doğru gidildikçe bu durum daha da kendini göstermektedir. Bu gün bizim ülkemizde var olan güvenlik, şehitlerimizin pak kanının bir sonucudur ve eğer bir toplumda güvenlik olmazsa, kesinlikle o toplumda ilerleme ve gelişme de yaşanmayacaktır.

Bu gün Cihad-ı Ekber (büyük cihat) safhasındayız. Bu gün içinde bulunduğumuz cihat, düşmana ve kâfirlere itaat etmemektir ve bu ılık savaş döneminde düşmana güvenmemeliyiz. Biz her zaman düşmana hayır dedik ama bu gün Nükleer Anlaşmadan sonra nüfuzun oluşması halinde ılık savaş tehdidi bulunmakta ama maalesef bazı yetkililer bu konuyu dikkate almamaktadır.

2005 ve 2007 yılları arasında Amerika’nın İran’a saldırı ihtimali vardı

Tümgeneral Muhammed Ali Caferi konuşmasının devamında şunları söyledi: “Amerika 11 Eylül olayını meydana getirdi ve sonrasında İran’ı kuşatma altına alabilmek için önce Afganistan’a ve sonra da Irak’a saldırdı. Amerikalılar çeşitli boyutlarda ülkemiz içerisinde kargaşa çıkarmaya çalıştılar ve yaklaşık 6 yıl askeri bir saldırıda bulunabilmek için böyle bir işgal için çalıştılar.

2005 ve 2007 yılları arasında askeri kuvvetlerimiz tam anlamıyla hazırlıklılardı ve ülkemize saldırı ihtimali bulunuyordu ama Amerikalılar Kutsal Savunma döneminde ordumuzdan aldığı ibretten ve halkımızın inanç ve mücadele ruhundan duyduğu korkudan dolayı yenilgiyi hissettiler. Allah’a hamd olsun halkın ve askerlerimizin direnişi ve istikrarı, bu gün dünyanın büyük bir gücü haline dönüşmemizi sağladı.”

Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, İran’ın gücünün halkın imanından kaynaklandığını belirterek; ‘Büyük güçler, eğer güçlerini İran ile kıyaslamak ve karşılaştırmak isteseler kesinlikle yetersiz kalırlar.’ dedi.