Erdoğan’ın İsrail’in Televizyon Kanalı Kanal 2’ye Verdiği Röportajdaki Önemli Noktalar


Erdoğan’ın İsrail’in Televizyon Kanalı Kanal 2’ye Verdiği Röportajdaki Önemli Noktalar

Filistinli bir yazar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Siyonist Rejim televizyon kanallarından olan Kanal 2’ye verdiği röportajdaki önemli hususları gündeme getirdi.

Tesnim Haber Ajanı - Filistinli yazarlardan olan Doktor Said El-Hac Facebook sayfasında yayınladığı yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Siyonist Rejim televizyon kanallarından Kanal 2’ye verdiği röportajdaki önemli hususlara değindi.

El-Hac’ın yazısında şu ifadeler yer aldı: “Bu röportajın bir meydan okuma olmasına özen gösteren Erdoğan’ın Siyonist basını ile gerçekleştirdiği bu röportajın Siyonist Rejim ve Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için imzalanan anlaşmanın devamında gerçekleştiğini söylemek gerekir ve bu anlaşma sadece Siyonistlerin lehinedir ve Türkiye için hiçbir faydası yoktur ve hatta Filistin meselesine zarar vermektedir. Bu yüzden bu röportaj karşısında bizim duruşumuz, Ankara ve Tel Aviv arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için imzalanan anlaşmayı kınadığımız ve bu anlaşmaya karşı olduğumuzu gösterdiğimiz duruşun aynısıdır.”

Said El-Hac yazısının devamında şu ifadelerde bulundu: Bu röportajın büyük bir kısmı beklenen belirli bir konu üzerinde ve düşmanca ve meydan okuma şeklinde gerçekleşti ama bana göre röportajın en önemli ve en tehlikeli kısımları şunlardı:

1-    Türkiye’nin daha önce de vurguladığı ama Hamas’ın kesinlikle reddettiği bir konu olan Hamas’tan müzakerelere katılmasının istenmesi.

2-    “Biz Gazze’deki ablukanın kalktığı bir süreç içerisindeyiz ve bu, bölgedeki ablukanın fiili olarak kalktığı anlamına gelmektedir.” Bu söz herkesin de bildiği üzere kesin bir söz değildir. Çünkü abluka kalkmamış ve sadece Gazze’ye bazı insani yardımlar ulaşmıştır ve bu konunun ablukayla ve ablukanın kalkmasıyla siyasi ve hukuki bir ilişkisi yoktur.

3-    “Kudüs üç din için kutsal bir bölgedir.” Her ne kadar bazıları bu cümlenin, bir mekânın bir taraf tarafından kutsal sayılmasının, o tarafın bu mekânda hakkı olduğu manasına gelmediği anlamını taşıdığını söylese de bu söz çok yanlış ve klişe bir cümledir.

4-    “Mescid-i Aksa üç din için de kutsal bir ibadet mekanıdır.” Bu cümle bir dil sürçmesi ya da kasıtlı olarak kullanılmayan bir tabir olsa bile ve bu cümle Türkiye’nin duruşunu ve bakışını belirtmese de bu yeni görüş çok tehlikeli ve kabul edilemez bir açıklamadır. Bizim dini metinlerimiz, tarihi gerçekler ve mevcut gerçekler esasına dayalı olarak Yahudilerin Mescid-i Aksa’da hiçbir hakkı yoktur ve UNESCO gibi uluslararası kuruluşların son dönemde aldığı kararlar da bu konuyu kanıtlamaktadır.

Filistin’in önde gelen yazarlarından olan Said El-Hac son olarak şu ifadelerde bulundu: “Erdoğan’ın meydan okuyan üslubu ve onun Hamas’ın terörizmle suçlanmasına karşı çıkması ya da Siyonist Rejimin eylemlerini eleştirmesi hoşuna giden ve bu duruştan dolayı teşekkürde bulunan kişilere, bu röportaj, konuşma ve duruş hakkında karar verme konusunda acele etmemeleri gerektiği söylenmelidir. Çünkü bu, ister istemez ilişkilerin normalleşmesini ve Mescid-i Aksa ve Gazze Şeridi hakkındaki tehlikeli açıklamaları onaylama ve destekleme anlamına gelmektedir. Bu bölük ifadelerin daha fazla zararı olacaktır ve hiçbir faydası yoktur.

Biz Türkiye ile ilişkilere önem vermekle birlikte, daha net bir tasvir sunan ve durumun düzelmesine sebep olacak iyi ilişkilere ihtiyaç duymaktayız. Biz kesinlikle Türkiye halkının ve Adalet ve Kalkınma Partisinden büyük bir kısmın da kabul etmediği Türkiye’nin mevcut duruşunu desteklememeliyiz.”

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler