MANPAD'ler Fırat Kalkanı'nı Büyük Sıkıntıya Sokar

Tesnim Haber Ajansı - Ankara Dışişleri üzerinden çekincelerini Washington yönetimine iletti. Suriye başta olmak üzere MANPAD'lerin terör örgütlerinin eline geçmesi durumunda meydana gelecek olası durumları ANKA Enstitüsü Savunma/Uzay Stratejileri ve Sistemleri Koordinatörü Dr. Sinan Ertürk ile konuştuk.

Tesnim: MANPAD'ler helikopterlere karşı mı kullanılıyor yoksa savaş uçaklarına karşı da kullanılabilir mi?

Hava aracının hızına bağlı olmakla birlikte sürat arttığında vuruş ihtimali azalmaktadır. Her hava aracına kullanılabilir ancak vuruş ihtimalleri değişir. Hedefin büyüklüğü, irtifası, hava durumu, sürati ve konumu isabeti etkileyen faktörlerdir.

Tesnim: MANPAD'lerin ABD tarafından Suriye'deki silahlı gruplara verilmesi bölgeyi nasıl etkiler?

Helikopter ve keşif uçakları kullanarak bölgede üstünlük sağlamaya çalışan herkesi çok etkiler.Tüm harekatını hava aracı olmadığı için başından beri helikoptersiz olarak planlamak ve icra etmek zorunda kalan savaşan taraflara üstünlük sağlar. Bunları kullanmayı harekatının bir parçası haline getirmişleri ise çok olumsuz etkiler. Bu füzelerin özellikle YGP'nin de içinde olduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) verilmesi öngörülüyor. Bu durum Türkiye'nin yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekatı'nı etkiler mi?
Şüphesiz etkiler. Hem de sanıldığından fazla. Hava araçları Türkiye tarafından nakliye, ikmal, sıhhiye, ateş gücü ve daha birçok maksatla kullanılmaktadır. Sınır ötesinde ise hava araçlarının alternatifi yok denecek kadar azdır. Bu durum savaşmamızı engellemez ama bizi büyük sıkıntıya sokar.

KANTONLARIN YAŞAMA ŞANSI YOK

SDG veya YPG'ye bu füzeler verilerek YPG'nin Suriye'nin kuzeyinde kurduğu kantonların güvenliği mi sağlanmaya çalışılıyor?
Ne yapmak istediklerini anlamak niyet okumakla mümkün. Sadece MANPAD sistemlerle bu kantonların güvenliği sağlanamaz. Siyaseten bu kantonlar Türkiye için zaten yok. Ana gövdeden ayrılmış bu kantonların bölgede yaşaması şansı yok. Suriye'de durum biraz daha gelişince bunların zaten hiçbir güvenliği kalmayacak ve Rejim güçleri -eğer bir anlaşma yapmamışlarsa gelip buraları teslim alacaklar. Bu silahlarla ilgili asıl tehdit yurtiçi bölgededir.

Özellikle, TSK'nın PYD bölgesine yaptığı hava harekatları ABD tarafından olumlu karşılanmamıştı. Türkiye'yi kaygılandıran en önemli husus ise bu füzelerin YPG üzerinden PKK'nın eline geçmesi. Böyle bu durumda Türkiye'nin içerde terörle mücadelede en önemli avantajı olan hava harekatları sekteye uğrar mı?

Bu öyle basit bir durum değil. Sivilleri, kadınları, çocukları mekan gözetmeksizin havaya uçurabilen bir terör örgütünden bahsediyoruz. Bugün İŞİD'le mücadele ederek dünyaya gülücükler gönderiyor olabilirler. Ancak bu canilerin bu silahlara sahip olabilmesi ihtimali sadece askeri harekatları ve hedefleri etkilemez. Teröristlerin sadece asker hedeflere saldıracağının bir garantisi yok. Bunlara terörist denmesinin ve tüm dünyanın kabul etmesinin bir nedeni var. Sivil havaalanları yakınında konuşlanıp sivil yolcu uçaklarına eylem düzenlemeyeceklerinin garantisini silahları veren ABD verebilir mi?

TERÖR ÖRGÜTLERİNE OBÜS VERİLMESİ DE GÜNDEME GELEBİLİR
Bu füzelerin PKK'nın eline geçmesi sadece Türkiye açısından mı bir tehdit yoksa PKK'nın etkin olduğu diğer bölge ülkeleri içinde bir tehdit içeriyor mu?
Konu her şekilde genişletilebilir. Ama bir tarafında bir terör örgütünün olduğu silahlanma projesi nereden bakarsanız bakın bir problem yumağıdır. Bu örgütü bağlayan yasalar ve normlar ayrıca herhangi bir vicdani değer olmadığını daha önce yaşayarak defalarca gördük. Acaba ABD Kolombiya'da FARC, veya Meksika'da uyuşturucu kartellerinin elinde MANPAD olmasından ne kadar hoşlanır? Ayrıca, MANPAD sistemler sınırsız bir hava savunması sağlamaz, ancak elinde olan tarafa bir artı kazandırdığı muhakkaktır. Bunları kullanabilmek için sıkı eğitim, disiplin ve iyi bir muhabere alt yapısı gerekmektedir. Temelsiz olarak bu silahları kullanmak çok kolay değildir. Ancak silahlar verildikten sonra bölgede olan her olay (bunlardan kaynaklanmasa bile) başkaları eliyle yapılıp zaten "onlarda bu silahlar vardı" denilerek meşru hale getirilebilir.
Bununla birlikte bu grupların tek ihtiyacı MANPAD değildir. Yarın tanksavar sistemleri, zırhlı araçlar ve top/obüs gibi silahların verilmesi de gündeme gelebilir. MANPAD verilme kararı sadece yolu açan bir karar da olabilir.

MANPAD NASIL BİR SİLAH?
Taşınabilir Hava Savunma Sistemleri (Man-portable air-defense systems (MANPADS or MPADS ) Alçaktan uçan helikopter ve keşif uçaklarına karşı çok etkilidirler. Özetle hızı düşük hava araçlarına karşı çok yüksek isabet yüzdesine sahiptirler. Yeni teknolojiler sayesinde lazer güdümü ve ısı takip sistemli füzeleri de ateşleyebilir hale geldiklerinden hava araçlarına karşı insan tarafından kullanılabilen en etkin ateş gücüdür.

Sinan Ertürk kimdir?
1971 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğretimini ailesinin memuriyeti nedeniyle Osmaniye, Muş, Uşak ve Eskişehir’de, lise öğrenimini Maltepe Askerî Lisesi’nde tamamladı. 1992 yılında Kara Harp Okulu Yönetim ve Organizasyon Bölümü’nden piyade subayı olarak mezun oldu. 2006 yılına kadar Kara Kuvvetleri’nin çeşitli birliklerinde piyade birliklerinde takım ve bölük komutanlığı ve küçük birlik karargâh subaylığı, müteakiben 2014 yılına kadar Kara Kuvvetleri Komutanlığında karargâh subaylığı görevlerinde bulundu. Meslekî safahatı süresince içinde kurum adına yapılan yüksek lisans eğitimi ve ABD’de gerçekleşen Harekât Araştırması ve Sistem Analizi (ORSA) kursu da olmak üzere görevine yönelik çok sayıda kurs, eğitim, seminere iştirak etti. 2014 yılında kendi isteği ile kıdemli albay rütbesinden emekli oldu. Emekliliğini takiben Anka Enstitüsü’nde Savunma / Uzay Stratejileri ve Sistemleri Koordinatörü görevini yürütmektedir.