Al-i Halife Bahreyn’de Mezhebi Irkçılık Yapmaktadır


Al-i Halife Bahreyn’de Mezhebi Irkçılık Yapmaktadır

New York’ta bulunan siyasi bir analist, Bahreyn’de insan haklarının çok acı bir durumda olduğuna değinerek, “Al-i Halife Rejimi Bahreyn’de bir nevi mezhebi apartheid (ırkçılık) yapmaktadır” dedi.

Tesnim Haber Ajansı - New York’ta FPIF Merkezindeki siyasi uzmanlardan Ian Williams Tesnim Habere verdiği röportajda, Bahreyn’de insan haklarının çok acı bir durumda olduğuna değinerek şunları söyledi: “Hatta Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Ban Ki Moon’da Bahreyn rejiminin halkına karşı tutum ve davranışına itiraz etmişti. Bu tutum ve davranışlar, Rejimin halkını vatandaşlıktan çıkarması gibi eylemlerdir ve bu eylemler tipik dini ırkçılığın bir göstergesidir.”

Ian Williams, iç ve uluslararası muhalefetlere rağmen El-Vifak Partisi Genel Sekreteri Şeyh Ali Salman’ın 9 yıl hapis cezasına çarptırılması ve aynı şekilde Bahreyn Şiilerinin lideri Şeyh İsa Kasım’ın vatandaşlıktan çıkarılması ve Manama rejiminin muhaliflerine karşı barışçıl bir yaklaşım izlemek istememesi ile ilgili olarak sorulan soru üzerine şunları söyledi: “Bahreyn rejimi Suudi Arabistan’ın desteği altındadır. Tabi Amerika ve İsrail gibi başka destekçileri de bulunmaktadır. Hatta Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Ban Ki Moon da Bahreyn rejiminin halkına karşı davranış ve tutumlarına karşı çıkmıştı. Bu davranış ve tutumlar, halkını vatandaşlıktan çıkarmak gibi eylemlerdi ve bu eylemler tipik dini bir ırkçılığın göstergesidir. Aynı zamanda bu bir insan hakları konusudur ve dünya Bahreyn’de yaşananlarla ilgili olarak daha fazla şeyler duymalıdır ve bu konu uluslararası insan hakları konusu haline gelmelidir.”

Williams, 2011 yılında başlayan ve hala devam eden ve yüzlerce kişinin yaralanmasına ve ölümüne neden olan barışçıl protestoları dikkate alarak, Bahreyn’deki insan hakları durumu hakkında değerlendirmede bulunup şunları söyledi: “Bahreyn’de insan haklarının durumu çok acı ve derindir ama Beyaz Saray’daki değişiklik belki Washington üzerindeki baskıları azaltabilir. Bahreyn rejimi konuyu Şii ve Sünni meselesi gibi göstermeye devam ettiği sürece Amerika Kongresindeki muhalifleri geri püskürtebilir. Bu durumda uluslararası bir kampanya, dünyanın, Avrupa Birliğinin ve Washington’un, Amerika’nın şu an desteklediği rejimin otoriter yapısının durumuna dikkat çekmesini sağlayabilir ve Bahreyn rejiminin bazı tutumlarını yeniden gözden geçirmesine neden olabilir ve bu konu uzun vadede Bahreyn’deki iktidar ailesinin hegemonyasının zayıflamasını sağlayacaktır.”

Bu siyasi uzaman, Arabistan’ın askeri kuvvetlerini Bahreyn’de konuşlandırmasının ve Al-i Halife Rejimi ’ne protestoları bastırmada yardım etmesinin amacı hakkında sorulan soruya şöyle yanıt verdi: “Riyad güvensizlik hissediyor ve Bahreyn ve Yemen’de ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldı. Arabistan’ın parasıyla dünya genelinde faaliyet gösteren Vahhabi mezhebinin terörizmle yakından ilişkisi bulunmaktadır ve Vahhabi düşüncenin gelişmesi için gerekli sosyal platformu sağlamaktadır. Bu mezhebin insan hakları alanındaki korkunç geçmişine ve terörizmin yayılmasındaki rolüne değinilmelidir.”

Ian Williams Yemen’deki gelişmeler ve Suudi Arabistan’ın bu ülkedeki müdahaleleri, Al-i Suud Rejimi liderliğindeki koalisyonun Yemen halkına karşı düzenlediği korkunç saldırılara devam etmesi ve uluslararası toplumun bu saldırıları ve cinayetleri nasıl durduracağı hakkında sorulan soru üzerine şu açıklamalarda bulundu: “Bu konuda küçük başarılar elde edilmiştir. İngiltere ve aynı şekilde Avrupa Parlamentosunun baskılarıyla, İngiltere Hükümeti Suudi Arabistan’dan misket bombaları kullanmayı durdurmasını istemek zorunda bırakmıştır ve Riyad’a yapılan askeri yardımlarda birçok soru, şüphe ve belirsizliklerle karşı karşıya kalmıştır. Yemen’deki durum o kadar karışıktır ki, Suudiler oradaki durumu bir Şii ve Sünni meselesi ve İran’a karşı yapılan bir güç savaşı gibi lanse etmenin daha kolay olduğunu anlamıştır. Ban Ki Moon ve Birleşmiş Milletler Arabistan ile ilgili sonucu açıkladıklarında, Suudiler siyasi ve mali nüfuzlarını kullanarak bu açıklamaları susturdular. İnsan hakları konusunda bir kalk kampanyası sonuç verebilir. Suudilerin askeri üstünlüğü yabancı ülkelere bağlıdır. Bu yüzden batı ülkelerine baskı yapmak, onları böylesi bir destekten vazgeçmeye mecbur bırakabilir.”

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler