İngiltere Yemen Halkına Karşı Yapılan Katliamda Arabistan’ın İşbirlikçisidir


İngiltere Yemen Halkına Karşı Yapılan Katliamda Arabistan’ın İşbirlikçisidir

Lübnanlı siyasi bir analist, İngiltere’nin Suudi Arabistan’a silah satmaya devam etmesini kınayarak, ‘Londra, masum Yemen halkına karşı işlenen savaş suçunda Riyad’ın ortağıdır ’dedi.

Tesnim Haber Ajansı - Lübnanlı siyasi analistlerden ve Lübnan Uluslararası Üniversitesinde ve Eğitim Üniversitesinde Öğretim Üyesi olan Merve Osman, Tesnim Habere verdiği röportajda şunları söyledi: ‘Yemen’deki bu katliam ve savaş suçları sadece Suudilerin tarafından gerçekleşmiyor, Al-i Suud’a silah satan bütün hükümetler ve hakkında savaş suçu iddialarda bulunmasına rağmen, Suudi Arabistan’a silah satımını şiddetle destekleyen ve açık bir şekilde savaş yanlıları ile ilişki kurmakta ısrar eden ve bu eylemlerini de İngiltere sokaklarında güvenlik sağlamak istiyoruz diye savunan David Cameron’dan, İngiltere’nin mevcut Başbakanı Theresa May’a kadar herkes, işlenen bu suçlara, cinayetlere ve 22 aydır dökülen masum Yemenlilerin kanına ortaktır.

İngiltere Başbakanı açık bir şekilde onun için uluslararası hukuku ihlal eden işgalci rejimlere silah satmanın bir sorun olmadığını, çünkü Suudi Arabistan ile ilişkileri korumak istediğini açıkladı.’

Merve Osman Suudi Arabistan ve müttefiklerinin Yemen’de işledikleri korkunç cinayetlere devam etmesi ve uluslararası toplumun bu cinayetleri nasıl durdurabileceği hakkında sorulan soruya şöyle yanıt verdi: ‘Hastaneler, okullar, camiler, cenaze törenleri ve pazarlar Al-i Suud’un en büyük düşmanlarıdır. Suudi Arabistan 2015 yılı mart ayından şimdiye kadar Yemen’i karadan, denizden ve havadan kuşatma altına almış ve çeşitli hedeflere birçok saldırı düzenlemiştir. Eğer bu eylemlere savaş suçu denilmezse başka ne denilebilir ki? Suudi Arabistan’ın saldırıları Yemen’in altyapısını tahrip ve yok etmiş ve çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 15 binden fazla sivilin canını almıştır. Şu an beslenme yetersizliği bebek ölümlerinin ana nedenidir ve kullanılan yasak silahlar nedeniyle sakat doğumlar da çok yaygın hale gelmiştir. Yemen’deki bu saldırılar ve cinayetler sadece Al-i Suud Rejiminin eliyle gerçekleşmemektedir, Al-i Suud’a silah satan bütün hükümetler ve hakkında savaş suçu iddialarda bulunmasına rağmen, Suudi Arabistan’a silah satımını şiddetle destekleyen ve açık bir şekilde savaş yanlıları ile ilişki kurmakta ısrar eden ve bu eylemlerini de İngiltere sokaklarında güvenlik sağlamak istiyoruz diye savunan David Cameron’dan, İngiltere’nin mevcut Başbakanı Theresa May’a kadar herkes, işlenen bu suçlara ve cinayetlere ve 22 aydır dökülen masum Yemenlilerin kanına ortaktır.

İngiltere Başbakanı açık bir şekilde onun için uluslararası hukuku ihlal eden işgalci rejimlere silah satmanın bir sorun olmadığını, çünkü Suudi Arabistan ile ilişkileri korumak istediğini açıkladı. Obama Hükümeti de geçen 8 yıl boyunca Suudi Arabistan’a 115 milyar dolar silah satımı önerisinde bulundu. Yemen’de sivillerin öldürülmesi dünya güçleri için önemli değil gibi görünüyor. Bana göre Yemen halkına karşı işlenen cinayetleri durdurmak için sadece iki yol var. İlk olarak, bu açık saldırı ve işgal karşısında bütün alanlarda Yemen direniş hareketini desteklemek, ikinci olarak ta bu koalisyon karşısında durmak için Yemen’in gerçek dostlarının seferber olması ve bu savaşı destekleyen ülkelere karşı yaptırım uygulamaktır.’

Bu siyasi analist röportajın devamında, ‘neden Arabistan hedefine ulaşamamasına rağmen, bu cinayetlere bir son vermek ve bu krizi barışçıl olarak çözmek istemiyor?’ sorusu üzerine şunları söyledi: ‘Suudiler bağımsız bir ülkeye karşı tek taraflı bir saldırı başlattılar ve en sofistike silahları kullanarak bu toprakları işgal etmek istediler. Suudiler bu zamana kadar 2 kez istifa eden Yemen’in eski Cumhurbaşkanı Abd Rabbuh Mansur Hadi’yi açık bir şekilde desteklediler. Suudiler para ve silahla zayıf bir hükümeti Aden’de iktidarda tutmak istiyorlar. Kuveyt’te Birleşmiş Milletler ’in arabuluculuğu ile gerçekleşen barış görüşmeleri belirli bir sonuca ulaşmadan durdu ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının 2216. maddesi dikkate alındığında bu süreçte siyasi bir ilerleme kaydedilmesi de çok zayıf bir ihtimal. Bu karar Mansur Hadi hükümetinin Sana’da yeniden iktidara geçmesini istiyor ama bu talep, Ensarullah Koalisyonu ve Yemen’in eski Cumhurbaşkanı Abdullah Salih’i destekleyenler tarafından reddedilmektedir.’

Merve Osman röportajın sonunda, batı haber kanallarının Yemen’deki insan hakları ihlalleri karşısındaki pasif tutumu ve tepkisizliği ve medyada Yemen’deki gelişmeler konusunda tam anlamıyla bir sansür uygulanması hakkında sorulan soru üzerine şu ifadelerde bulundu: ‘Eğer Suriye konusunda medyadaki haberlere dikkat edecek olursanız, Rusya ve Suriye’nin eylemlerini şiddetle eleştirirsiniz. Batı haber kanalları haberlerinde Türkiye’nin IŞİD’e verdiği desteğe asla yer vermediler. Eğer Irak konusunda batı medyasında yer alan köşe yazılarına da bakacak olursanız, sadece Amerika’nın Irak’taki kahramanca eylemlerini görürsünüz ve Amerika’nın masum Iraklıların kanlarının dökülmesindeki rolüne dair hiçbir şey göremezsiniz.’

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler