Avrupa’daki Terör Saldırıları Devam Edecektir/ Suriyeli İsyancıları Desteklemek Hataydı


Avrupa’daki Terör Saldırıları Devam Edecektir/ Suriyeli İsyancıları Desteklemek Hataydı

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü Müdürü, Suriye savaşının sadece taraflardan birinin kapsamlı ve büyük bir zafere ulaşması ya da savaşın çıkmaza girmesi ve tarafların daha fazla bir şey elde edemeyeceklerini anlamasıyla durabileceğini söyledi.

Tesnim Haber Ajansı - Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) Müdürü Tesnim Habere Ortadoğu, Avrupa ve Amerika bölgelerindeki konular hakkındaki görüşlerini açıkladı.

Dan Smith ilk olarak Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü hakkında kısa bir bilgi verdi ve şunları söyledi: ‘Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü Stockholm’da uluslararası ve bağımsız bir barış araştırmaları enstitüsüdür. Bu yüzden biz İsveçli bir düşünce kuruluşu değil, uluslararası bir araştırma enstitüsüyüz. Biz 1996 yılında kurulduk ve geçtiğimiz günlerde kuruluş yıldönümümüzün 50.yılını geride bıraktık. Bizim işimiz çatışmalar için barışçıl çözümler bulmaya yardım etmek ve Amerika ve Sovyetler Birliği arasındaki silahlanma yarışıyla mücadele etmektir.

Biz bugün çağımızın en önemli konularından olduğunu düşündüğümüz güvenlik ve barış konularına odaklandık. Bütün işlerimiz tam anlamıyla gerçeklere dayanmaktadır. Biz teorik yaklaşımları olan bir enstitü değil, tamamen tecrübeli bir araştırma kuruluşuyuz. Bizim askeri harcamalar, silah üretimi ve ticareti ve Nükleer silahlar konusunda bilgi sahibi olmak için bir kaynak olduğumuzu düşünüyorum. Kişiler ve çeşitli hükümetler bizim bilgilerimizden yararlanıyorlar. Biz aynı zamanda şiddet çatışmalarını kapsayan çatışmalar gibi bölgesel konuların nedenlerine ve muhtemel çözüm yollarına da odaklanıyoruz.’

Dan Smith röportajın devamında Tesnim Haberin sorularını yanıtladı. Röportajın ilk kısmı Ortadoğu konuları ve radikal terörizm ile ilgilidir.


Tesnim Haber: Sizin Amerika’nın yeni hükümeti döneminde Ortadoğu bölgesinin genel durumunun nasıl olacağı konusundaki değerlendirmeleriniz nelerdir?

Smith: Dünya yirmi yıl öncesinde 1990 ve 2010 yılları arasında artan bir barış dönemini tecrübe etti. Ama altı-yedi yıl önce durum daha da kötüleşti. 1990 yılında devam eden 50 askeri çatışma vardı. Bu sayı 2010 yılında 30 çatışmaya düştü ama şimdi yeniden eski sayıya yani 50’ye ulaştı.

Ortadoğu’da Suriye, Yemen, Libya ve Sana çölündeki çatışmalar ve önceden Irak ya da İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmalara eklenen yeni münakaşalar gibi şiddetin artmasına neden olan birçok çatışma ortaya çıktı.

Amerika, İngiltere ve Fransa tarafından yapılan dış müdahaleler kısa vadede bazı başarılar sağlasa da uzun vadede durumun daha da şiddetlenmesine neden olmuştur.

Ortadoğu’da bu silahlı çatışmaların yaşanmasına neden olan konuların Trump ya da Obama Hükümeti tarafından oluşmadığını unutmamalıyız. Bu çatışmaların nedenleri çok derindir. On yıldır Ortadoğu’da şahit olduğumuz şeyler, Amerika, İngiltere ve Fransa tarafından yapılan dış müdahalelerdir. Bu müdahalelerin kısa vadede başarıları olsa da uzun vadede durumunu daha da şiddetlendirmiştir. Bu durumun Suriye konusunda da geçerli olduğunu düşünüyorum. Ben Rusya’nın müdahalesinin de diğer müdahalelerden farklı olmadığını düşünüyorum. Bu müdahalenin belki kısa vadede etkileri olabilir hatta barış için olumlu da olabilir ama uzun vadede durumun daha da kötü bir hal almasına neden olacaktır.

Bu durumda hükümetlerin, bölge ve bölge dışı liderlerin akılcı ve ileri bir görüşe ve bölgenin ve halkın huzuru için ciddi bir taahhüde ihtiyaçları vardır.

Eğer bu konulara ihtiyacımız olduğunu kabul etsek bile acaba Trump Hükümetinin bunları sağlayabileceğini düşünüyor musunuz? Maalesef şimdiye kadar şahit olduğumuz şeyleri dikkate aldığımızda, cevap “hayır” olacaktır. Bu yüzden gelecekte bu bölgede yaşanacak gelişmeler konusunda endişeliyim. Trump Hükümeti bu sorunların hiçbirinin nedeni değildir ama onun bir çözüm yolu için yardım edeceği konusunda da bir umudum yok.

Tesnim Haber: Astana’da yapılan son konuşmaları, Cenevre müzakerelerini ve Amerika, Rusya ya da bazı bölgesel oyuncuların iş birliğini dikkate alarak, 2017 yılında ya da bir sonraki yılda bir barış sağlanacağını düşünüyor musunuz?

Smith: Suriye’de çatışma halindeki gruplar barışa hazır olmadıkları sürece, bu ülkede hiçbir barış sağlanmayacaktır. Bu barış, ya bir tarafın büyük bir zafer kazanmasıyla ya da tarafların savaşarak daha fazla bir şey elde edemeyeceklerini anlamasıyla sağlanabilir. Bu taraflar bunu anladığı zaman, çatışmalar duracaktır. Eğer herkesin zarar gördüğü çıkmazlar oluşursa, bir barış anlaşması sağlanması mümkün olabilir.

Kısa vadede herkes bir ateşkes ya da bir barış anlaşmasını onaylayabilir ama savaşın artık bir faydası olmadığına ikna olmadıkları sürece, savaş yeniden başlayacaktır. Bu yüzden savaşları kısa bir süreliğine durduracak bir anlaşmanın sağlanabileceğini reddetmiyorum ama maalesef mevcut şartlarda Suriye’de uzun vadede bir çözüm yoluna ulaşılacağını öngörmüyorum.

Batı Suriye’deki bazı isyancı gruplarla ilişkisinde hata etmiş olabilir ama Suriye hükümet sisteminin de uzun vadedeki sorunun bir parçası olduğunu ve bunun daha derin bir sorun olduğunu düşünüyorum. 2011 yılında savaş başladığında ayaklanan kişiler bugün IŞİD’e dönüşen kişiler değildi. İlk isyanlar Nusra Cephesi tarafından başlamadı. İlk olarak ayaklanan kişiler yaşamlarını ve kaderlerini belirlemede daha çok hak sahibi olmak isteyen normal halktı. Bu, Suriye Hükümetinin onlara vermediği bir haktı. O dönemde hükümet Suriye halkına bir refah sağlamış olsaydı, halk bu durumu kabul edebilirdi. Bu duruma birçok ülkede şahit olmaktayız. Onlar iktidardaki sistemi kabul etmiyorlar ama durum çok kötü değilse, bunu kabul ediyorlar. Ama 2010 ve 2011 yılları arasında Suriye halkı diğer Arap ülkeleri gibi meydan okumaya başladı ve sonuç olarak genel bir ayaklanma meydana geldi. Sünni taraflar hızla bu durumu suiistimal ederek fundamentalist yani kökten dinci bir savaş başlattılar ama bunun kaynağı hükümetin etkisiz sisteminde saklıdır.

Bu yüzden isyancı tarafları desteklemek ne kadar yanlışsa, Esad Hükümetini desteklemekte barışı desteklemek değil, maalesef bu savaşı başlatan sistemi desteklemektir.

Peki, Rusya ve İran gibi Esad’ı destekleyen ve Arabistan, Türkiye ve Amerika gibi isyancı muhalifleri destekleyen ülkeler bu durumdan nasıl çıkabilir? Bunun olması için akılcılığa, fazlasıyla bilgi sahibi olmaya ve normal insanların isteğine ihtiyacımız vardır.

Tesnim Haber: Suriye Hükümetinin halkını haklarından mahrum bıraktığını ve bu durumun IŞİD ve Nusra gibi grupların oluşmasına neden olduğunu ifade ettiniz. Peki sizce bu grupların oluşmasında Amerika’nın ne derece rolü var, örneğin Irak savaşındaki yayılma politikaları gibi?

Smith: George Bush ve Tony Blair’in Irak’a saldırdıkları zaman yapmak istedikleri şeyin olmadığını düşünüyorum. Onlar hakkında ne isterseniz söyleyebilirsiniz ama onlar akılsız intiharcılar değiller. Onlar Irak’ta bu durumu oluşturmak için işe başlamadılar. Onlar büyük bir stratejik hata yaptılar ama yaşanan şey zalimceydi ve Irak halkına büyük bir kâbus yaşattı. Bu durum ilk olarak Irak’ta El-Kaide’nin ve daha sonra bu grubun içinden Irak ve Suriye’de IŞİD’in oluşmasına neden oldu.

Ama Amerika kuvvetlerinin sayısının Irak’ta artmasından sonra Irak Hükümetinin belirli bir istikrara kavuşmasını sağlayacak bir dönem yaşandı. Ama polis güçleri Sünni Arap topluluklarına karşı şiddetli davranışlarda bulundular ve onları El-Kaide’ye karşı oluşturulmuş koalisyondan uzaklaştırarak, IŞİD’e yönelttiler.

Tony Blair ve George Bush’un Irak’a saldırarak yaptıkları stratejik hata, Irak’ta El-Kiade’nin ve bu grubun içerisinden de IŞİD’in Suriye ve Irak’ta oluşmasına neden oldu.

Bütün bunlar korkunç stratejik hatalar olup büyük sorumluluklar meydana getirmiş ve Suriye’deki durumun daha da kötüleşmesine neden olmuştur. Çünkü Irak’taki İslami Hükümet Grubu Suriye’ye girmiş ve Suriye ve Irak’ta İslam Hükümeti adı altında IŞİD’e dönüşmüştür. Ama onlar Suriye’deki savaşların nedenleri değildir. Suriye savaşının nedeni başkadır ve bu neden, kırk yıllık hükümet sistemidir. Bu sistemin ortaya çıkmasının nedeni Amerika ve İsrail’in Suriye’ye uyguladığı baskılar olabilir ama nihayetinde Suriye’yi yöneten kişilerin davranışları 2011 de genel bir ayaklanmaya neden olmuştur.

Bu krize sebep olacak yaklaşımlardan biri başkalarını suçlamaktır. Mesela eğer Amerika’yı sevmiyorsanız, Amerika’yı suçlu göstermenin yollarını bulursunuz. Size İran’ı sevmeyen Amerikalıların olduğunu ve İran’ı suçlamanın yollarını bulduklarını söyleyebilirim. Başka bir yaklaşım da mevcuttur ve biz mümkün olduğu kadar bu yaklaşımı ilerletmeye çalıştık. Bu yaklaşım genellikle çok karmaşıktır ve bu yaklaşımda krizin kaynağının ne olduğu belirlenmeye çalışılmaktadır. Eğer suçlayıcı yaklaşımı bir kenara bırakıp, bu olaya tarafsız bir şekilde bakarsanız, muhalif grupların suiistimallerinin ve Esad ve bu gruplara desteğin ortaya çıktığını anlarsanız. Şu an bu hikâyenin uzamasıyla birlikte her geçen gün daha fazla oyuncu sahneye girmektedir. Öyle ki bu grupların isimlerini bile aklımızda tutamıyoruz. Suriye’de 20’den fazla lider grup bulunmaktadır ama bu silahlı çatışmalara neden olan hükümet sistemidir ve diğer taraflar soğanın katmanları gibidir ve bunlar aşılarak konunun aslına ve siyasi bir çözüme varılmalıdır.

Tesnim Haber: Bugün Ortadoğu’da barış ve istikrar sadece bölge için değil Avrupa için de önemli bir konu haline gelmiştir. Avrupa’da yaşanan olayları dikkate alarak ve özellikle Suriye’de çatışan bazı teröristlerin Avrupa’daki ülkelerine geri dönemsini dikkate alarak bölgede güvenliğin sağlanması konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Smith: Paris, Nice ve İstanbul’da şahit olduğumuz terör saldırıları için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu gruplar eylemde bulunmadan önce istihbarat ve polis operasyonlarıyla bu eylemler durdurulabilir mi, durdurulamaz mı, bunu öngöremeyiz ama bu gruplar kesinlikle daha fazla eylem gerçekleştirmeye çalışacaklardır.

Avrupa ya da Kuzey Afrika’dan Suriye ve Irak’a savaşmaya giden gençlerin sayısı fazla değildir ama bu sayı bile yeterlidir. Bu kişilerden bazıları asla savaş meydanını görmüyorlar ama bazıları savaşa katılmış ve eğitim almış bir şekilde dönüyorlar ve bu kişiler istihbarat teşkilatlarından gizleniyor ve tehlikeli hale geliyorlar. Çünkü bu kişiler hedefli, eğitim almış, siyasi olarak hoşnut olmayan kişilerdir ve istedikleri teçhizatları kolaylıkla elde edebilirler.

Şu an karşı karşıya olduğumuz tehlikenin yalnız kurt operasyonları olarak adlandırılan olgu olduğunu düşünüyorum yani daha önce cihatçı olmayan bir kişi bile tek başına bir eylemde bulunabilir. Bu kişi terör eylemi gerçekleştirerek çok sayıda kayba ve zarar sebep olabilir. Bazen bu yalnız kurtların IŞİD gibi teşkilatlarla bağlantısı olabiliyor ama tamamen bağımsız bir şekilde de eylemde bulunabilirler. Ben toplumun organize ve planlanmış bir eylemden çok bu yalnız kurt eylemlerinden korktuğunu ve bu sürecin bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum.

Tesnim Haber: Bu konun çözüm yolu nedir?

Smith: Bu konunun bir çözüm yolu yoktur ya da çeşitli boyutları olan bir çözüm yolundan oluşmaktadır. Kısa vadedeki çözüm yolunun polis ve istihbarat operasyonları olduğu açıktır. Avrupa ülkeleri şu an bu alanda yatırım yapmaktadır. Bu işi yapmak çok zordur. Çünkü birçok şehir büyük törenler düzenlemek istemektedir ve bu kendilerini dünyaya tanıtacak olan alanlardan biridir. Ama hangi alanda olursa olsun büyük törenler, güvenlik sorunları meydana getirmektedir. Avrupa ve Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya giden kişiler konusu bu yüzden çok önemlidir.

İlk aşamadan daha önemli olduğunu düşündüğüm konu ise, gençleri Ortadoğu’ya giden toplumlara eğitim verilmesi, toplumdaki adalet ve eşitlik fırsatlarından yararlanılmasıdır. Bu radikal siyasi hareketlere giren kişilerin büyük bir kısmı seçimleri biraz farklı olsa da genç çete gruplarından kişilerdir ve bu kişiler aslında daha önce de suçlar işlemiş ve karizmatik bir vaiz bulunca da yanlış bir yola saparak, cihatçı gruplara katılmışlardır. Yukarıda değinmek istediğim konu, bu gençlerin çoğunun toplumdan soyutlanmış kişiler olmasıdır ve bu kişilerin olanakları çok azdır. Bu konu uzun vadede bir çözüm yoludur ve kesinlikle adaletli ve eğitimi değişmiş bir toplumla nesiller boyu sürecektir.

Üçüncü konu ise, çatışmalar için sadece barışçıl çözüm yolları bulmak değil, bölge içerisinde İran, Suudi Arabistan gibi ülkelerle ve Şii ve Sünni olmak üzere çeşitli gruplarla ve aynı zamanda Avrupa ve Ortadoğu bölgesiyle iyi ilişkiler kurmak ve bu şekilde düşmanlıkları azaltmaktır.

Bu yüzden bu oluşumla mücadele etmek için eğitim ve nesiller boyu sürecek olan programlar gibi kısa ve uzun vadede eylemlerin gerçekleştirilmesine ihtiyaç vardır.

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler