Trump’ın Müslümanlara Karşı Çıkardığı Yasaya Gösterdiği Gerekçeler İçi Boş Saçma Gerekçelerdir

Tesnim Haber Ajansı - Donlad Trump 20 Ocak’ta Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra, tartışma yaratacak birçok yasa çıkararak uluslararası toplumu şok ve hayrete düşürdü.

Amerika’nın yeni Başkanının iç ve uluslararası birçok tepki ve protestoya neden olan çıkardığı yasalardan biri, Libya, Suriye, İran, Irak, Sudan, Somali ve Yemen olmak üzere çoğunluğu Müslüman olan yedi ülke vatandaşlarının Amerika’ya girişini yasaklayan kararıdır.

Amerika Büyükelçiliğinin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması da Amerika Başkanı’nın seçim kampanyalarında sözünü verdiği tek taraflı kararlardan biridir.

Bu şartlarda ve Trump’ın acelece ve düşüncesizce aldığı kararlar gölgesinde birçok analist Amerika’nın İslam dünyası ve Avrupa ile gelecekteki ilişkisinden endişe duymaktadır.

 Tesnim Haber Ajansı konuyla ilgili olarak Almanya’da Nükleer Savaşın Önlenmesi İçin Uluslararası Hekimler Barış Enstitüsünün (ippnw) önde gelen uzmanlarından Doktor Peter Stephan ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Peter Stephan, Trump’ın çoğunluğu Müslüman olan yedi ülke vatandaşına karşı çıkardığı karar hakkında şunları söyledi: ‘Trump bu tip kararnameleri hızlı bir şekilde uygulayarak, seçim kampanyalarında verdiği sözlere bağlı olduğunu göstermeye çalışıyor. Trump ilk aşamada kendisine oy verenlerin beklentilerini karşılamaya çalışıyor. Washington’da gelişmeler o kadar hızlı ilerliyor ki biz bu eylemlerin muhtemel sonuçları hakkında tam anlamıyla bir değerlendirmede bulunamıyoruz.’

Trump’ın Müslümanlara karşı aldığı karar için sunduğu gerekçe saçmadır

 Peter Stephan röportajın devamında, “Amerika belgelerine göre 11 Eylül terör saldırılarını gerçekleştirenlerin Arabistanlılar olduğu kanıtlanmasına rağmen bu ülkenin Amerika’ya giriş yasağı getirilen ülkeler arasında yer almaması konusunda sizin düşünceniz nedir” sorusu üzerine şunları söyledi: ‘Bu, Trump’ın böylesi bir yasa için sunduğu gerekçelerin boş ve saçma olduğunu göstermektedir. Arabistan ile ekonomik ilişkiler korunmakta ve bu ülkeye silah ithalatı devam etmektedir ve Arabistan, Amerika’nın bölgede gelecekte gerçekleştireceği eylemler için güçlü siyasi bir ortak olarak korunmaktadır. Bu olaylar Amerika’nın yeni Başkanının gelecek aylarda ve yıllarda dış politikasının nasıl devam edeceğini göstermektedir.’

Trump’ın bu kararına karşı Avrupa Birliği önemli bir tepki göstermesi gerekmektedir

Doktor Stephan, “siz Avrupa Birliğinden nasıl bir tepki bekliyorsunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi: ‘Ben Trump’ın bu eylemine karşı çok büyük bir tepki bekliyorum. Tabi Avrupa Birliğinin de Amerikan vatandaşlarının girişini yasaklama gibi benzer tepkiler vermesini istemem. Amerika’nın Almanya’nın en büyük ithalat ortaklarından biri olduğu dikkate alınarak, ekonomik temsilciler tarafından Amerika’nın siyasi, ekonomik ve savunma alanındaki egemenliğini ve hegemonyasını kırmak için ortak bir cephe oluşturmak uygun olacaktır.’

Trump’ın Amerika Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı hakkında duyulan endişeler

Peter Stephan, Trump’ın Amerika Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı hakkında da şu ifadelerde bulundu: ‘Bu endişe verici bir konudur ve bu konu bölgedeki gerginliklerin artmasına neden olabilir. Amerika tarafından İsrail’e böyle bir sinyalin gönderilmesi, bu rejimin Filistinlilerle müzakere ve anlaşma yapmaktan kaçmasına neden olacaktır.’

Doktor Stephan röportajın sonunda, “Donlad Trump Başkanlığında Amerika ve İslam Dünyası arasındaki ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine şunları söyledi: ‘Medyaya bakarak, bu ilişkilerin şu an ne kadar gergin bir durumda olduğunu anlayabiliriz. Bir Amerika Başkanı Müslümanları ve eş zamanlı olarak bu vatandaşların ülkelerini siyasi olarak şoka uğrattığında oluşabilecek muhtemel gerginlikleri tahmin bile edemiyoruz. Ben bu ülkelerin mantıklı davranacağı ve Amerika ile benzer bir tutum sergilemeyeceği ve kendilerine karşı yapılan bu ortak saldırıyı Avrupa ile ilişkileri güçlendirerek olumlu olarak kullanacağı konusunda umutluyum.’