Irak Gönüllü Halk Güçleri Temel Güçlerimizden Biridir/ Türk Güçlerinin Irak’ta Bulunması Yasal Değildir/ İran’la İlişkilerimiz Üçüncü Bir Ülkeye karşı Değil, Stratejiktir


Irak Gönüllü Halk Güçleri Temel Güçlerimizden Biridir/ Türk Güçlerinin Irak’ta Bulunması Yasal Değildir/ İran’la İlişkilerimiz Üçüncü Bir Ülkeye karşı Değil, Stratejiktir

Irak Cumhurbaşkanı Fuat Masum Tesnim Haber ile rapor niteliğinde yaptığı röportajda; İran ile ilişkilerden, Arap Birliği’nin durumuna, Kasım Süleymani’nin Irak’ta bulunması gibi önemli konularda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Tesnim Haber Ajansı - Irak Cumhurbaşkanı Fuat Masum ile yapılan özel röportaj:

Tesnim: Irak’ın siyasi yapısı iki temel üzerine inşa edilmiştir. Biri sayı aksanlı demokrasidir. Bu temelde her Iraklı vatandaş seçimlere katılarak, doğrudan veya dolaylı yollardan Parlamento üyelerini, Cumhurbaşkanı’nı ve Başbakanını seçiyor. Irak’ta mevcut olan bir diğer yapıda ise Şiiler, Kürtler ve Sünniler üç önemli karakter olarak, ortak bir anlaşma ile ülkenin siyasi gidişini oluşturuyorlar, dolayısıyla Irak’ta iki yanlı bir demokrasinin var olduğu hissediliyor. Siz Irak’ın ilk siyasi ismi olarak bu konuyu özellikle Irak ana yasasının tasarımından sonra nasıl değerlendiriyorsunuz, bu demokrasinin olumlu ve olumsuz konularına da değinin lütfen.

Fuat Masum: Irak’ın nüfusu son yıllardaki gerçekleşen artış ve bazı istatistiklere göre, 38 Milyona varmış bulunuyor ve aynı zamanda bizim ülkemiz farklı farklı ırklardan oluşmuş bulunuyor ve bu ırklar arasında 3 karakter daha çok göze geliyor. Irak’ta düzenlenen seçimlerde biz halkın katılımına tanık olduk ancak bu ırkların siyasi anlaşması diğerlerin hakkını ayaklar altına alma yönünde değildir.

Biz Irak’ta hiç bir ırkın, aşiretin ve kavimin köşeye itilmesine inanmıyoruz. Örnek olarak, Irak’ın iki ırkı kendi oy sayısına göre,  kabine oluşturabilirler ve hükumet işlerini yönetebilir.

Biz, Irak’ın Siyasi akımlarının anlaşmasını uygun bir seçenek olarak görüyoruz ve şu an bizim vardığımız sonuca göre söz konusu durumun olumsuz noktaları da var. 

İlk adımda Iraklı vatandaşların seçimlere katılabilmesi ve oy hakkına sahip olması önemlidir ve aynı zamanda diğerlerinin de yasal koşullara göre seçimlerde aday olabilmeli.

Biz bu konuyu demokrasimizin önemli yönlerinden biliyoruz ancak Irak akımlarının siyasi anlaşması Milli vahdet hükumetinin bu anlaşma içerisinden doğmasını gerektiriyor. Bu milli vahdet hükumetinde tüm siyasi akımların bir şekilde katılımları söz konusu idi,  geçmiş dönemlerde, bu tür bir hükumet başarılı olmamıştır ancak biz birçok soruna tanık olduk. Bu sorunların yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor ve bunu için ana yasada bazı değişikliklerin oluşması gerekebilir ve aynı zamanda mevcut anlaşmayı da korumamız gerekiyor. Benim görüşüme göre, gelecekteki hükumetin Irak’ta Milli vahdete öncelik vermesi gerekiyor.

Şuan vardığımız anlaşmada örneğin siyasi bir akımdan bir bakan seçiliyor ve söz konusu bakanlığın müdürlerini ve tüm çalışanlarını söz konusu akımdan seçmeye çalışıyor. Iraklılar için bu durum asla olumlu sonuçlara varmayacaktır. Irak’ta hiç bir parti oyların çoğunluğunu alma gücüne sahip değildir dolayısıyla tek parti olarak kabine oluşturamaz. Tüm akımlar bir birine bağlıdır. Dolayısıyla bizim inancımıza göre, siyasi akımların çoğunluğunun içinde bulunduğu ve katıldığı bir hükumetin oluşması gerekiyor ve hatta Muhalefet de hükumet yapısının dışında faaliyetlerine devam etsin. Irak’ta demokrasinin ciddi bir şekilde ilerlemesi ancak bu şekilde mümkündür.

Tesnim: Şiiler, Kürtler ve Sünniler Irak nüfusunun 3 temel unsurudur. Bu 3 grubun tekfirciler, Baaslılar ve Irak’ı bağımsız olduğunu görmek istemeyen gibi ortak düşmanları var,  siz Irak Cumhurbaşkanı olarak bağımsızlığı ve Irak toprağının bütünlüğünü koruyabilmek için neler yapacaksınız ve planlarınız nedir?

Fuat Masum: Irak halkının büyük bir kısmı kendi ülkelerinin anayasasına oy verdi, düşünce özgürlüğü ve demokrasi Irak halkının yaşamında iki temel unsur olarak kendini gösteriyor ve bu iki temel unsur farklı siyasi akımların yan yana ortak bir şekilde çalışmalarını sağlıyor. Bizim bazı düşmanlarımız ülke içinde bulunuyorlar. Örneğin tekfirciler veya bazı Baaslılar.  Bazı ülkelerin çıkarı da Irak’ın gelişmemesinde yatıyor ancak bizim ülkemizin gelişmesi yönünde özgürlük ve demokrasiye önem vermemiz gerekiyor çünkü ancak böyle bir koşulda tüm ırklar bir birlerinin desteği ve yardımı ile Irak toprağını savunabilirler ve bana göre özgürlük ve demokrasi Irak bütünlüğünü koruyabilmek için iki önemli unsur olarak kendisini gösteriyor. Biz Irak’ta farklı siyasi düşüncelerin ifade edilmesine tanık olabiliriz ancak ülkenin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü savunmak ve korumak çok önemli bir meseledir ve herkesin tüm koşullarda bu meseleye sadık kalması gerekiyor.

Tesnim: Sayın Cumhurbaşkanı, sizce Irak anayasası tamamen uygulanırsa ülkenin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü korumakta önemli bir etken olabilir mi?

Fuat Masum: Irak gelişmiş bir anayasaya sahiptir ve bana göre böyle bir ana yasa eğer tamamıyla uygulanırsa biz daha az sorunla karşı karşıya geleceğiz ancak siyaset sahasında bir çok soruna tanık olabiliriz, ana yasanın bir maddesi tüm siyasi akımların ve grupların tartışma konusu haline gelebilir çünkü söz konusu maddenin farklı tefsirler mevcut olabilir. Biz bunun gibi sorunları çözmek için özel bir mekanizm seçmiş bulunuyoruz ve o da Irak Federal mahkemesidir. Bu mahkemede alınan kararlar söz konusu madde ile ilgili son kararı açıklar.

Tesnim: Ninova ve Musul başta olmak üzere, Irak’ın bazı bölgeleri tekfirci terörist grubu olan IŞİD ile savaşlara ve çatışmalara tanık oluyor, Irak’ın bir an önce bu güvenlik fitnesinden kurtulmasını umuyoruz. Sizin bu aşama ve diğer bölgelerde çatışmaların artma ihtimali olan IŞİD’den sonraki aşama için planınız nedir?

Fuat Masum: Şüphesiz bizim IŞİD sonrası dönemde ülkeyi farklı olaylar karşısında savunmak ve koruyabilmek için bir sisteme ihtiyacımız var ancak bu arada göz önünde bulundurmamız gereken bir gerçek de IŞİD’in bir tek askeri yoldan yenilmesi ile yok olmayacağıdır IŞİD’ın temel düşüncesi olan tekfircilik ve terör Irak’ta yine olacaktır dolayısıyla bizim daha üstün bir güvenlik uyanıklığına ihtiyacımız var ve güvenlik tedbirlerimiz ile söz konusu grupların terör faaliyetleri etmelerini önlememiz gerekiyor.  IŞİD terör örgütünün Iraklı silahlı güçler karşısındaki son yenilgileri, bu grubu terör faaliyetleri ederek, söz konusu yenilgilerini telafi etmesine doğru sürükleyecektir.

Biz ilk aşamada güçlü bir güvenlik sistemi uygulayarak ve aynı zamanda, bölge ve dünya ülkeleri ile işbirliği yaparak, bu terör örgütünü engelleyebiliriz.  Zira IŞİD’in dünya barışı ve huzuru için büyük bir tehlike olduğuna inanıyoruz ve Irak’ta askeri yenilgiye uğrayarak, yok olmayacaktır.

Tesnim: Sayın Cumhurbaşkanı, sorduğum sorunun asıl anlamı, sizin IŞİD sonrası dönem için uygulamak istediğiniz özel bir programınızın olup olmamasıydı.

Fuat Masum: Şüphesiz güvenlik programlarında özel görüş değişiklikleri gerçekleşmiştir ve bunları uygulama sayesinde biz ülkemizde üzücü olaylara şahit olmayacağız. Askeri ve güvenlik güçlerini Irak’ta yeniden organize etmek bizim ihtiyaç duyduğumuz konular arasında yer alıyor zira Irak milli askeri potansiyele sahip olmaya ihtiyaç duyuyor. Bunun nedeni ise, Irak’ın zor durumlarda diğer ülkelerin işbirliğine daha az ihtiyaç duymasıdır.

Ordu ve Iraklı silahlı güçler IŞİD’in oluşması aşamasında acı bir tecrübe edindiler, IŞİD tarafından Musul ve bazı diğer bölgelerin işgal edilmesi Irak silahlı güçleri için bir şoke edici bir durumdu. Ve bu deneyim bizi yeniden organize etme ve aynı zamanda yeniden plan tasarımı yapmaya doğru götürdü. Bu şekilde silahlı güçlerimizin yine buna benzer olaylara tanık olmaması için çabalamamız gerekiyor. Çok iyi adımlar atılmıştır ve IŞİD teröristlerine karşı son zaferi elde ettikten sonra umarım Irak güvenliği ve askeri programlarında yeni bir dönemin başlamasını umuyorum.

Tesnim: İran İslam Cumhuriyetinin hükumeti ve milleti Saddam diktatörlüğü döneminde, Irak halkının mücadelelerini destekledi ve aynı zamanda yabancı işgalci güçlerin Irak’tan ayrılması için de Irak halkına destek verdi.  Öte yandan devletleşme veya IŞİD terör örgütünün işgallerine karşı gelmek gibi durumlarda da Irak’ı destekledi. Peki, sormak istediğim soru tüm bu konuları göz önünde bulundurduğumuzda sizce Irak ve İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkiler gelecekte nasıl olacaktır?

Sizin İran ile gelecek için planladığınız ilişkiler yönünde bir değerlendirme yapmak istersek, bu planlamalarda biz stratejik bir ilişki ile mi karşı karşıya geleceğiz? Eğer bu aşamaya varacaksa bu ilişkinin boyutları nasıl olacaktır?

Fuat Masum: Biz İran İslam Cumhuriyeti ile tarihi ilişkilere sahibiz ve bu ilişkiler hiç bir zaman Irak milletinin çıkarları ile karşı karşıya gelmemiştir, tam tersi bu ilişkiler onların hedefleri ve istekleri yönünde olmuştur. Irak’ın güçte olan siyasi akımları İran İslam Cumhuriyeti ile her zaman güçlü ilişkilere sahip olmuştur. Bu ilişkiler normal siyasi ilişkiden çok daha güçlü olmak ile beraber, bizim bu ilişkilerden hedeflerimizi gerçekleştirme yönünde faydalanmamıza da yardımcı oldu. İster Saddam diktatörlüğü karşısında verdiğimiz mücadelede, ister 2003 sonrası dönemde biz her zaman Tahran ile ilişkide olmaktan faydalandık. Bu alanda önemli bir konuya değinmek gerekirse, IŞİD’in Musul’u işgal edip diğer bölgeleri de işgal ile tehdit etmesi, ardından İran İslam Cumhuriyetinin geniş çaplı destekleri ve yardımları etkileyici oldu. Dolayısıyla biz her zaman Bağdat-Tahran ilişkilerinin hep ileriye doğru gelişmesini ve ilerlemesini istiyoruz. Hatırlatmam gereken bir diğer konu ise, Bizim İran ile olan ilişkilerimiz hiç bir zaman üçüncü bir ülkeye karşı olmamıştır ve olmayacaktır, Irak ve İran milletinin çıkarları doğrultusunda olacaktır. Biz İran ile stratejik bir ilişkiye sahip olmak istiyoruz ve bizim yönümüzden bu önemli hedefe ulaşabilmek için gerekli tüm adımları atacağız. İki ülke bir birinin güvenliğini sağlamaya çalıştığı zaman, sizce bu stratejik ilişkiye sahip olduklarını göstermez mi? Sevindirici bir diğer konu ise ticari anlaşmaların iki ülke arasında artmasıdır. Bu alanda birçok önemli proje söz konusudur ve biz bu projelerde İran İslam Cumhuriyetinin tecrübelerinden faydalanmak isteriz ancak şimdilik maalesef bütçe sorunlarından ötürü bu projeler biraz ertelendi. İran yaptırımlar döneminde birçok alanda büyük gelişmeler kat etti ve Irak için çok önemli olan bir konu da, Irak’ın İran İslam Cumhuriyetinin tecrübelerinden en iyi şekilde faydalanmasıdır.

Irak’ın İran için önemli bir ticari piyasa haline gelmesi bizim açımızdan hiç bir engel taşımıyor ve biraz önce değindiğim gibi İran’ın ekonomik kabiliyeti ve tecrübesinden faydalanmak bizim için çok önemli.

Tesnim: Siz defalarca Irak’ın potansiyeline değindiniz ve Arap dünyasında var olan sorunları göz önünde bulundurduğumuzda, Irak Arap birliğinde temel bir eksen rolünü oynayabilir gerçi, söz konusu birlikte Irak’ın ciddi muhalifleri de var. Sizin değindiğiniz bu kapasite hangi düzeydedir ve Irak’ın Arap birliğinde ve Arap dünyasında daha etkili bir rol oynayabilmesi için söz konusu kapasite nasıl değerlendirilir? Bir de Irak’ın Arap dünyası ile olan ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fuat Masum: Irak ve Arap birliği arasında bazı ihtilafların söz konusu olduğu doğrudur ancak Irak söz konusu birliğin asıl üyelerinden biridir ve biz bu birliğin devam etmesini istiyoruz ancak bize göre, bu birliğin antlaşmasında bazı değişikler yapılması gerekiyor zira böyle bir birlikte, üyeler arasında ciddi ihtilaflar söz konusudur ve bu birlik henüz üyeleri arasında güçlü bir ilişki oluşturmayı başaramamıştır. Gerçi Irak’ın söz konusu birlikte bulunan bazı ülkeler ile ihtilafları var ve aralarında ki ilişkiler pek güçlü değil ancak bu konu Arap birliğindeki diğer ülkeler için de geçerli bir durum. Irak Arap birliğindeki tüm ülkeler ile ilişkilerini geliştirmek istiyor. Bu alanda zaten Ürdün ve bazı Fars Körfezi etrafındaki ülkeler ile güçlü bir ilişkiye sahibiz ve Suudi Arabistan ile de iyi bir ilişkiye sahip olmak isteriz zira Arap birliğinde önemli bir ülkedir.  Her zaman dediğim gibi Türkiye, İran, Irak ve Arabistan dörtlüsü iyi bir ilişkiye sahip olarak bölge düzeyinde hizmet kaynağına dönüşebilir ve bölge ülkelerine birçok alanda yardımcı olabilir çünkü söz konusu 4 ülke, stratejik öneme sahiptir.

Tesnim: Arap Birliğinin yapısını değiştirmek yönünde özel bir planınız var mı?

Fuat Masum: Bu aşamaya kadar bizim tarafımızdan özel bir adım atılmadı ancak bu hedefi gerçekleştirmek için çabalıyoruz, bu konu Arap birliğine üye olan diğer ülkeler içinde geçerlidir. Zamanın ilerlemesi, Arap birliğinin yapısında bazı değişikliklerin olmasını gerektiriyor.

Tesnim: Irak Gönüllü Halk Güçlerinin dini alimlerimizin fetvaları ve çağrıları üzerine tekfirci teröristler ile savaşmak için oluşmasını ve Irak parlamentosunda özel bir yasanın tasarlanması üzerine Irak Gönüllü Halk Güçlerinin bundan sonra ülkenin silahlı güçleri arasında yer almasını göz önünde bulundurursak,

IŞİD’den sonraki dönemde Irak’ta Gönüllü Halk Güçlerine ne olacaktır? Irak’ın başta Peşmerge olmak üzere, diğer güçlerinin Irak Gönüllü Halk Güçlerine tepkisi nasıl olacaktır?

Fuat Masum: Haşdi Şabi, Irak topraklarını savunmada çok etkileyici bir rol oynadı ve bu yolda da birçok kayıp verdi, bu güçlerin birçoğu ülkeyi savunma ve IŞİD teröristler ile savaşma yolunda, şehit düştü veya gazi oldu ve bu şahısların hakkı saklı kalacaktır.

Şu an da Irak Gönüllü Halk Güçleri yasası Irak parlamentosunda tasarlanmıştır, biz de Cumhurbaşkanlık dönemimizde bu yasayı onayladık. Irak Gönüllü Halk Güçlerine daha çok dikkat edilmesi gerekiyor, bu güçlerin arasında bazıları resmi olarak Gönüllü Halk Güçlerine üye değiller ve yasalara uyma konusunda ihmal söz konusu olabilir ve bu konuya özel olarak dikkat etmemiz gerekiyor. Irak Gönüllü Halk Güçleri teröristlere karşı savaşta temel güçlerimizden biridir ve çok fazla hizmeti vardır ancak bu güçlerde de askeri organizenin gerçekleşmesi gerekiyor. Bu şekilde diğer kişilerin bu teşkilatta bulunup teşkilatın asil yapısında zarar vermesini önleyebiliriz. IŞİD sonrası dönemde söz konusu Irak Gönüllü Halk Güçlerinin faaliyeti üzerine farklı görüş açıları olabilir. Bu konu hakkında yapılan yorumlardan biri, Gönüllü Halk Güçlerinin Irak’ın ikinci askeri gücü olarak faaliyetine devam etmesidir, bir diğer yorum ise Gönüllü Halk Güçlerinin fiziksel olarak askeri kapasiteye sahip olan güçlerin Irak ordusuna alınması ve diğerlerinin emekli olmasıdır. Ancak dediğim gibi bu konu ile ilgili henüz son karar alınmamıştır ancak ne olursa olsun bizim inancımıza göre, Irak Gönüllü Halk Güçlerinin Irak’ı teröristler karşısında savunmakta inkar edilemez bir rolü var. Irak Gönüllü Halk Güçleri olmasaydı IŞİD’in Kerbela ve hatta Bağdat’a kadar varma ihtimali vardı.

Tesnim: Türkiye Cumhuriyeti bazı güçlerini Irak’ta yerleştirmiş bulunuyor. Siz Irak Cumhurbaşkanı olarak Ankara’nın bu kararını ülkenizin bağımsızlığının ihlal edilmesi olarak mı değerlendiriyorsunuz? Bu bağlamda Türkiye’ye bir tavsiyeniz var mı?

Fuat Masum: Biz ilk başından beri Türkiye güçlerinin Irak topraklarında yerleşmesinden memnun olmadığımızı bildirdik. Bu konu ister bildiri çerçevesinde ister Türk yetkilileri ile görüşmelerde dile getirildi. Türkiye Başbakanı ve heyetinin son yolculuğunda da bu konuyu açıkça defalarca dile getirdik, Türkiye’nin bu eylemi Irak topraklarına izinsiz girmesi ve ülkemizin milli hakimiyetini ihlal etmesi anlamına geliyor. Irak, Türkiye Cumhuriyeti ile sakin ilişkilere sahip olmak istiyor ve bu sorunların diğer konuları da etkilemesini bir şekilde önlemek istiyoruz. Türkiye’nin bu eylemi yasal değildir ve Türkiye’nin güçlerini geri çekmesi için diplomasi çerçevesinde siyasi baskı ile bu sorunu halletmeye çalışacağız.

Tesnim: Başta ABD olmak üzere bazı Batı ülkeleri tekfirci teröristler karşısında Kasım Süleymani gibi isimlerin danışman veya müsteşar rolünde bulunmasına karşıdır ancak Irak Başbakanı ve Dışişleri Bakanı bu önemli isimden Irak milleti ve hükumeti ile yaptığı işbirliğinden dolayı teşekkür etti ve komutan Kasım Süleymani’nin Irak’ta bulunmasının Bağdat hükumetinin isteği üzerine gerçekleştiğini dile getirdi. Siz bu hususta Irak Cumhurbaşkanı olarak ne düşünüyorsunuz?

Fuat Masum: Biz bu husustaki görüşümüzü defalarca dile getirdik. Defalarca İran İslam Cumhuriyetinin IŞİD terör örgütünün saldırılarının ilk günlerinde bile Iraklılara destek verdiğine ve bizim İran’ın desteklerine, gücüne ve uzmanlığına ihtiyacımız olduğunu söyledik. İran İslam Cumhuriyetinin bu destekleri, IŞİD’e karşı zafer elde etmemizde çok önemli bir payı var.

Komutan Süleymani’nin Irak’ta bulunması ise yabancı askeri danışmanların Irak’ta bulunduğu çerçevede gerçekleşiyor, ABD’nin ve bazı AB ülkelerinin de Irak’ta askeri danışmanları bulunuyor dolayısıyla İran İslam Cumhuriyetinin askeri danışmanlarının Irak’ta bulunma hakkı olmadığını söylemek mümkün değil. Bize göre bu konu normal bir konudur ve İran İslam Cumhuriyetinin askeri danışmanları da diğer ülkelerin danışmanları gibi Irak’ta bulunabilir ve böyle bir hakka sahiptir.

Nitekim söylediğim gibi biz İran İslam Cumhuriyeti ile güçlü ilişkilere sahip olmak istiyoruz, Bizim İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz aslında çok önemli bir konu, bu ilişkinin diğer ülkeler ile benzeri daha az görülmüştür. Irak’ın ABD ve bazı diğer ülkeler ile ilişkide olduğu bir gerçek ancak bu ilişkilerin Bağdat-Tahran ilişkilerine ters düşmesini istemeyiz. Bazı ülkeler bizim dostumuzdur ve bazıları da bizim ile daha dosttur ancak bazı ülkeler bizim kardeşimiz sayılırlar. Irak siyasetçilerinin birçoğu Komutan Kasım Süleymani’yi çok iyi tanıyorlar.

Tesnim: Sayın Cumhurbaşkanı, son olarak demek istediğiniz bir konu var mı?

Fuat Masum: İran milleti, bizim için dost ve kardeş bir millettir. Bizim İran’daki kardeşlerimiz ile birçok ortak noktamız var. Ortak kültür, yüzlerce kilometre uzunluğunda ortak sınır sadece bunların bir kısmıdır, dolayısıyla bu ortak noktalar, iki ülkenin de Bağdat-Tahran ilişkilerine güç katma doğrultusunda daha önemli adımlar atmalarını gerektiriyor.

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler