Erdoğan Ve Ruhani’nin Eş Zamanlı Olarak Körfez Ülkelerine Gerçekleştirdiği Ziyaretlerin Mesajı Nedir?


Erdoğan Ve Ruhani’nin Eş Zamanlı Olarak Körfez Ülkelerine Gerçekleştirdiği Ziyaretlerin Mesajı Nedir?

İran ve Türkiye Cumhurbaşkanlarının eş zamanlı olarak bazı Körfez Arap ülkelerine gerçekleştirdikleri ziyaretler tesadüf gibi görünmüyor.

Tesnim Haber Ajansı - Rey El-Yevm Gazetesi Ruhani ve Erdoğan’ın körfez ülkelerine eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği ziyaretleri tahlil etti.

Rey El-Yevm Gazetesinden naklen:

İran Cumhurbaşkanı’nın Umman ve Kuveyt’e; Erdoğan’ın Bahreyn, Arabistan ve Katar olmak üzere üç Körfez Arap ülkesine gerçekleştirdiği ziyaretin eş zamanlı olması bir tesadüf değil, Amerika ve İran’ın soğuk savaşının başlamasıyla, bölgesel büyük iki kutup olan İran ve Türkiye’nin siyasi ve hatta askeri olarak koalisyon oluşturma rekabetleri çerçevesinde gerçekleşmiş gibi görünüyor.

İran Cumhurbaşkanın tarafsız ve mantıklı duruşu

Dikkat çeken hususlardan biri şu ki, Ruhani Erdoğan’ın bölge ziyaretinin dışında tuttuğu iki ülkeye gitmiştir ve İran Cumhurbaşkanının duruşu akılcılığa ve tarafsızlığa dayalıdır ve bölgesel politikalardan uzaktır ve bu ziyaret Kuveyt ve Umman olmak üzere iki ülkede de çok sıcak bir şekilde karşılanmıştır.

Ruhani’nin Kuveyt ve Umman’a ziyareti Suudi medyasının bu ülkelere gerçekleşecek olan ziyarete karşı medya propagandası başlattığı bir dönemde gerçekleşmiştir ve onlar dolaylı olarak bu ziyarete karşı olduklarını açıklamışlardır.

Kayda değer diğer bir nokta ise, İranlılar Cumhurbaşkanlarının Kuveyt ve Umman’a gerçekleştirdiği ziyaretin iki ülke liderleri tarafından yapılan resmi davete bir yanıt olarak ve geçen ay Körfez İş Birliği Konseyinin Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Sabbah Halid El-Hamd El-Sabbah aracılığıyla Tahran’a yaptığı mesajına bir cevap olarak gerçekleştiğini açıkladılar.

Her ne kadar Arabistan bu mesaj ve bu mesajın İran’a karşı barışçıl yaklaşımını onayladığını açıklasa da Kuveyt’in ve Kuveyt emirinin geri adımı Riyad’ın hoşnutsuzluğuna neden oldu ve tam tersi sonuçlar verdi. Muhtemelen Kuveyt’in bu aşamada Ruhani’yi kabul etmesi, bütün olaylardan daha ziyade Arabistan’ın tutumuna ve bu ülkenin Erdoğan’ın ziyaretinin dışında tutulmasına bir tepkiydi.

Birleşik Arap Emirlikleri yazarlarının Erdoğan’a ağır eleştirileri

Bu ihtimali kuvvetlendiren şey, Birleşik Arap Emirlikleri yetkililerinin ve yazarlarının Erdoğan’ı ve onun bölgesel ziyaretini ağır bir şekilde eleştirmeleri ve onu Suriye’de bozgunculuk çıkarmak ve bu ülkenin tahrip edilmesinde ana rol oynamakla suçlamalarıydı. Sosyal ağlara taşınan bu eleştirilerde çok ağır ifadeler kullanıldı ve bu, Erdoğan’ın ziyaretleri dışında tutulan üçüncü Körfez ülkesinin öfkesini gösteriyordu. Bu tepkiler aynı zamanda, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Erdoğan’ın İhvan-ı Müslimin’i desteklemesinden rahatsız olduğunun da bir ifadesiydi ve Birleşik Arap Emirlikleri bölgesel ve uluslararası tüm meclislerde İhvan’a karşı olduğunu ve düşmanlığını açıklamıştır.

Diğer bir husus ta şu ki, Erdoğan’ın Arabistan, Bahreyn ve Katar’a ziyareti, Arabistan ve Mısır arasındaki ilişkilerin gerginleştiği, bununla birlikte Körfez ülkesinin pazarlarının ekonomik krizle karşı karşıya olan Türkiye imalatına açıldığı bir dönemde Amerika’nın ılımlı Ehl-i Sünnet eksenini yeniden canlandırmaya, bu eksene katılmaya ve hatta bu eksenin liderliğini yapmaya çalışması çerçevesinde gerçekleşmiştir.

Ruhani’nin bölgesel ziyaretinin mesajı

Bu şartlarda Ruhani’nin beklenmedik bu ziyareti, Türkiye’nin bu girişimini bozmak ve bu ülkelere İran’ın onlarla hiçbir düşmanlığı olmadığının ve bu ülkelerle iş birliği içerisinde olmak istediğinin güvencesini vermek için gerçekleşmiştir.

Ama Amerika’nın sert duruşu ve bu ülkenin Yemen, Irak ve Suriye’de Arabistan ve İran arasındaki vekalet savaşları doğrultusunda, İran Cumhurbaşkanının barışçıl ve dostça üslubunun ne kadar etkili olacağını görmek gerekir.

Bununla birlikte şimdi iki temel gelişme yaşanmakta ve İran ve Arabistan arasındaki çatışmaların daha da alevlenmesine neden olmaktadır ve bu gelişmeler şunlardır:

İlk gelişme, gelecek hafta salı günü yedi ülkeden temsilcilerin ve Filistinli bütün grupların katılımıyla gerçekleşecek olan, Tahran’ın ev sahipliği yaptığı Filistin İntifadasını destek konferansıdır.

İkinci gelişme ise, Mısır medyasının görülmemiş bir şekilde Suudi hükümetine ve Mısır ve Ürdün’ü Suriye krizinde oynadıkları rolden dolayı tehdit eden Suudi İstihbarat Başkanı Halid Bin Ali El-Hamidan’a karşı şiddetle saldırması ve bu durumun Riyad ve Kahire arasındaki gerginliklerin arttığını göstermesidir.

Şunu söylemek gerekir ki, Körfez İş Birliği Konseyi bölgesel ve uluslararası güçler arasındaki mücadeleyi kategorize etmektedir ve belki de gelecek aylarda onlar arasında farklı ve zıt eksenler oluşabilir. Aynı üç yıl önce Doha’dan büyükelçilerin çağrılması olayında olduğu gibi ve tabi bu defa durum daha şiddetli olacaktır.

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler