Lahey Uluslararası Mahkemesi'nin Ön Kararı; Filistin'in Hukuki Zaferinin İlk Adımı

Tesnim Haber Ajansı- Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda Siyonist rejime karşı açtığı dava Siyonistler arasında endişe dalgasına neden oldu. Üstelik Filistinlileri ve direnişi destekleyenleri de cesaretlendirdi. İki hafta önce yapılan bu mahkeme, mahkeme hakimlerinin geçici tedbir kararına tanık oldu. Pek çok hukuk gözlemcisinin bakış açısına göre, bu uluslararası arenada Filistin direnişinin zaferini ve Siyonist rejimin yenilgisini vaat eden bir karar.

İki hafta önce yapılan bu mahkeme, mahkeme hakimlerinin ön kararın sunumuna şahit oldu. Pek çok hukuk gözlemcisinin bakış açısına göre, bu uluslararası arenada Filistin direnişinin zaferini ve Siyonist rejimin yenilgisini vaat eden bir karar.

Güney Afrika'nın Adımına Bir Bakış

Güney Afrika'nın uluslararası alanda attığı adım, "Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi" başlıklı uluslararası bir sözleşmeye binaen atıldı. Bu sözleşmeye göre, bu sözleşmeyi kabul eden ülkeler, soykırımın tüm tezahürlerini ve örneklerini, sözleşmenin tanımlarına göre ele almayı taahhüt etmektedir. Güney Afrika, Uluslararası Adalet Divanı'nda bu sözleşmeyi gerekçe göstererek Siyonist rejime dava açtı. Buna göre İsrail, Gazze Şeridi'ndeki Aksa Tufanı savaşında işlediği suçlarla bu sözleşmeyi fiilen ihlal etmiş oldu. Şimdi de mahkemenin bu rejime yönelik iddianame hazırlayarak bu eylemlerin devamını engellemenin yanı sıra bu rejime bir ceza belirlemesi gerekiyor.

Güney Afrika'nın bu kararına dayanarak, Uluslararası Adalet Divanı'ndan iki eylem bekleniyordu: Birincisi, Siyonist rejimin Gazze'deki savaşı sonlandırması talebine dayalı kısa vadeli bir eylem.

İkincisi ise Güney Afrika'nın Siyonist rejimin cezalandırılmasına dayanan soykırım suçu işlendiğini gösteren dilekçesini kanıtlayacak uzun vadeli eylem.

Uluslararası Adalet Divanı'nın (ICJ) kararı

Uluslararası Adalet Divanı'nın (ICJ) geçen Cuma günü yayınlayıp duyurduğu karar, nihai bir karar değil, geçici bir karardır.

İlk olarak mahkeme öncelikle Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesine atıfta bulunarak bu davaya bakma yetkisini ilan etti.

İkinci olarak Uluslararası Adalet Divanı, Siyonist rejimin Güney Afrika'nın şikâyetinin reddedilmesi talebini reddetti. Çünkü Güney Afrika'nın eylemi uluslararası sözleşmelere ve yasalara uygundur ve başvurulması kabul edilebilirdir.

Üçüncü olarak mahkeme, direniş gruplarının elinde bulunan tutsakların serbest bırakılmasından duyduğu kaygıyı dile getirerek, bunların derhal ve koşulsuz serbest bırakılmasını talep etti.

Dördüncü noktada mahkeme, 2 aleyhte oya karşılık 15 lehte oyla, Siyonist rejime nihai karar ve emir çıkana kadar iki geçici tedbir alması talimatını verdi. Bu eylemler şunları içerir:

Soykırımın Önlenmesi: Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerine göre Siyonist hükümet, sözleşmedeki ikinci maddeye göre soykırım kapsamına giren eylemlerin işlenmesini önlemek için Siyonist rejimin yetkisi dahilindeki tüm tedbirleri almak zorundadır. Bu önlemlerin örnekleri aşağıdaki gibidir:

Öldürmek

Ciddi fiziksel veya ruhsal zarar verme

Tamamen veya kısmen fiziksel olarak ortadan kaldırılması amacıyla;Yaşam koşullarının kasıtlı olarak daraltılması

Doğumu engelleyecek adımlar

Siyonist hükümet, Gazze Şeridi'nde Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme'nin II. ve III. Maddeleri kapsamına giren eylemlere ilişkin iddialarla ilgili delillerin yok olmasını önlemek ve muhafazasını sağlamak için etkili önlemler almalıdır.

Çıktılar

Uluslararası Adalet Divanı'nda şu ana kadar elde edilenler nihai bir başarı olmasa da ve bundan sonra sonuçları beklemek durumunda olsak da, bu hukuki süreçten şu ana kadar bazı önemli kazanımlar elde edildi: Siyonist rejimin şikâyetinin reddedilmesi ve soykırımın ilk kez doğrulanması

Uluslararası Adalet Divanı'nın geçici kararı, ilk bakışta Güney Afrika'nın açıkladığı örneklerin soykırımla uyumlu olduğunu gösteriyordu, bu da ilk aşamada Siyonist rejimin Uluslararası standartlara göre kanıtlanmış soykırım eyleminin gerçekleştirdiği anlamına geliyor. Bu, Siyonistleri kınama yolunda ilk adımı atmak ve daha da önemlisi onların Batı ve Amerika tarafından doğrulanan iddialarının yalan olduğunu kanıtlamak anlamına geliyor. Dolayısıyla şu ana kadar hem Siyonistler hem de Amerika, Siyonist rejimin soykırımını desteklediği için uluslararası bir rezaletin eşiğindedir.

Siyonist rejime ilişkin iki geçici şartın yayınlanması

Uluslararası Adalet Divanı'nın Siyonist rejime yönelik iki geçici talebi olmasına ve mahkemenin geçici kararında Siyonist rejim mahkumlarının durumuna ilişkin endişeler dile getirilmesine rağmen mahkeme kararında direniş gruplarından herhangi bir talep görünmüyor.

Bu iki talep de Siyonist rejimin soykırımını teyit etmektedir. Öncelikle Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi'nde yer alan soykırım örneklerine atıfta bulunarak, Siyonist rejimin mahkemenin nihai kararı çıkana kadar bu işgal rejiminden bu eylemleri gerçekleştirmeyi reddetmesini talep ediyor.

İkincisi, Siyonist rejimin soykırımı kanıtlayan delillerin yok edilmesinin önlemesini ve bu örnekleri koruyacağının garantisini vermesini istiyor.

Hem Gazze hem de Lahey

Uluslararası Adalet Divanı'nın (IJC) geçici kararından elde edilenler, Filistin için uluslararası alanda bir zafer, Siyonist rejim için ise başarısızlığın ilk adımıdır. İlk olarak Siyonistler soykırıma mahkum edilirken, Siyonist rejimin gerçekleştirdiği soykırımın kurbanı olan Filistinliler, mahkemenin ilk adımında ve ilk kararında galip olarak meydanda duruyor.

Siyonist lobilerin ve ABD ile Batı'nın baskısına rağmen bu mahkemenin nihai kararı, Siyonistlere ciddi bir darbe indirilebilir ve Filistin ulusunun haklarının hayata geçirilmesi yolunda büyük bir adım olabilir. Direnişin devam etmesiyle birlikte Filistin milleti ve direniş için ikincil ve daha ciddi zaferlere yol açabilecek bir adım.