Yüzlerce Kimsesiz Mülteci Çocuğun İngiltere’ye Gittikten Sonra Kaybolduğu Ortaya Çıktı

Tesnim Haber Ajansı - Independent haber sitesi, insan hakları savunucularının, kaybolan kimsesiz mülteci çocukların İngiltere’de insan kaçakçılarının eline düşmesinden ve onların suiistimaline uğramasından endişe duyduğunu belirtti.

Bu haber sitesinin haberine göre, İngiltere İç İşleri Bakanlığı tarafından yayınlanan istatistiklere dayalı olarak geçen 5 yıl boyunca (yani Theresa May’in David Cameron’un kabinesinde İç İşleri Bakanı olduğu dönemde) 9 bin 287 kimsesiz mülteci çocuk ailesi olmadan İngiltere ‘ye girdi. Bu çocukların birçoğu kendi ülkelerindeki savaş, yoksulluk ve zulümden kaçtı. Bu süreçte 360 çocuk kayboldu ve hala onlardan bir haber alınamıyor.

Independent ayrıca bu çocuklardan 81’inin beş yıldır, 77’sinin dört yıldır ve 87’sinin de 3 yıldır kayıp olduğunu ve henüz bu çocuklar hakkında bir bilgiye ulaşılamadığını belirtti.

Sosyal kuruluşlar ve Avam Kamarası Temsilcileri özgürlük yasasına dayalı olarak medyada yer alan, İngiltere İç İşleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bu sayının, Theresa May hükümetinin bu çocuklar karşısında hatası ve ihmali olduğunu ve bu çocukları önemsemediğini gösterdiğini ve asıl hedefin bu çocukların güvenliğinin sağlanması olduğunu söylediler.

Independent haberin devamında şunları belirtti: ‘ Sosyal aktivistler ve İngiltere Avam Kamarası Temsilcileri kaybolan bu çocukların insan kaçakçılarının eline düşmesinden ya da bu çocukların cinsel istismara uğramasından endişe duyulmaktadır.’

Bu rakamlar Aylan Kurdi isimli 3 yaşındaki Suriyeli bir çocuğun Akdeniz’de boğularak ölmesinin ardından Independent tarafından kimsesiz mülteci çocukları korumaya yönelik başlatılan kampanyadan sonra yayınlanmıştır.

Independent haberin devamında şunları yazdı: ‘ Bu yılın ilk aylarında yani 2016 yılının ilk üç ayında, İngiltere Hükümeti verdiği sözlere ve vaatlere rağmen 20’den bile az kimsesiz mülteci çocuğa sığınma vermiştir.

Aktivistler ve parlamento üyeleri kaybolan kimsesiz çocuklar hakkında yayınlanan yeni rakamların, İngiltere’nin bu kadar az bir sayı için de vazifesini yerine getirmede, bu çocukları desteklemede ve bu çocukların güvenliğini sağlamada ihmali bulunduğunu gösterdiğini söylüyorlar.

Avrupa Birliği istihbaratının yaptığı araştırma sonuçları da bu yılın başlarında 10 bin mülteci çocuğun isminin kaydedilmesinin ardından Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde kaybolduğunu doğruluyor. 5 bin çocuk İtalya’da ve bin çocuk ta İsveç’te kayboldu.

İngiltere’de çocuklardan sorumlu bir yetkili olan Ann Lang Faild Independent’e şunları söyledi: ‘Theresa May Hükümeti bu çocukları bulmak için bir şeyler yapmalıdır. Bu çocuklardan her biri onlara zarar verebilecek birilerinin eline düşebilir ve kesinlikle rahat bir şekilde duramayız.’

Independent’te yayınlanan yazı şöyle devam etti: ‘ İngiltere Liberal Demokrat Parti lideri Tim Farron da bu sayının çok utanç verici olduğunu ve İngiliz toplumunda en fazla zarar görebilecek çocukların mülteci çocuklar olduğunu ve muhtemelen kaybolan bu çocukların birçoğunun kaçakçıların ve çetelerin eline düştüğünü söyledi.

Çocuk sağlığı uzmanları, kaybolan çocukların çoğunun şiddetli psikolojik şoklar yaşadığı ve son derece hassas olduğu konusunda uyardılar.

Mülteci çocukları koruma alanında insan hakları savunucularından olan Francis Trona şunları söyledi: ‘ Kaçakçılık çeteleri çok karmaşık kanallardır ve onların İngiltere’de çocuk kaçakçılığı yapmalarının amacı bu çocuklardan cinsel istismarda bulunmak, onları çalıştırmak ve onları evlerde köle olarak kullanmaktır. Kaybolan bu çocuklar bu çeteler tarafından suiistimal tehlikesiyle karşı karşıyadır.’

İngiltere Hükümet Sözcüsü bu eleştiriler karşısında şunları söyledi: ‘Savunmasız çocuklar koruma altına alınmalıdır ve yerel yönetimler polis ile birlikte kaybolan bu çocukların bulunması için işbirliği yapmaktadır.
Biz daha önce açık bir şekilde sığınma bekleyen kimsesiz çocukların sayısının artmasından dolayı İngiltere’de karşılaşılabilecek ayaklanmalarla mücadele edebilmenin ulusal bir tepkiye ihtiyacı olduğunu ifade ettik.

Biz bu sorunun halledilmesi için bu çocukların ülke genelinde eşit bir şekilde dağıtılması yönünde ulusal geçiş planı hazırladık ve bu plan onların menfaatlerinin korunması için en iyi yöntem olarak sayılmaktadır.’