Aşura Şiari ve Aşk...


Aşura Şiari ve Aşk...

“Ben bozgunculuk çıkarmak, makam talep etmek, fesat ve zulmetmek için Medine’den ayrılmadım. Ancak ceddimin ümmetini ıslah etmek, marufu emredip, münkerden men etmek ve ceddim ile babamın yolunu ihya etmek için kıyam ettim.” Hz. Hüseyin (a.s)

Tesnim Haber Ajasnı - “Ben bozgunculuk çıkarmak, makam talep etmek, fesat ve zulmetmek için Medine’den ayrılmadım. Ancak ceddimin ümmetini ıslah etmek, marufu emredip, münkerden men etmek ve ceddim ile babamın yolunu ihya etmek için kıyam ettim.”
Hz. Hüseyin (a.s)

Aşûrâ…
Kerbela olayı asırlardır özelde Müslümanların genelde bütün insanların tarihinde önemli bir yer tutan acı bir vakıadır.

Yazının girişinde naklettiğimiz Hz. Hüseyin (a.s)’ın sözü aslında Kerbela olayının asırlardır süregelen serüveninin temel sebebini teşkil etmektedir. Yani bu olayın ilahi temelini yansıtmaktadır.
Kıyam kime yapıldı, niçin yapıldı sorularına cevap aramaya başladığımız zaman olayın gereklilik, önem ve büyüklüğü hakkında birçok bilinmeyene ve hatta kasıtlı olarak saklanan gerçeklere tanık olacağız.

Hz. Muhammed (s.a.a)’ın Rabbine intikalinden tam olarak 50 yıl sonra ümmet makam, mal ve çıkar hastalığına o denli duçar olmuştu ki Resulullah (s.a.a)’in iki reyhanından biri, kutlu evin aziz varisi, Ali ve Fatıma evladı İmam Hüseyin (a.s)’i ve yarenlerini ortadan kaldırmak için bir an bile düşünme gereği duymadırlar.

İmam Hüseyin (a.s) sadece büyük bir olayın kahramanı veya kutsal bir ailenin evladı değil aynı zamanda İslam toplumunun onurlu temsilcisidir. Bu noktada Aşûrâ’nın şiarı/ sloganı İslam’ı yaşatma şiarıdır.

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim, Allah’ın haramını helal bilen, ahdini bozan, Resul’un sünnetine muhalif olan, kulları arasında zulüm ve haksızlıkla hükmeden zalim bir yönetici görür de, eliyle ve diliyle ona karşı durmazsa, Allah Teâlâ onu, o zalimi sokacağı yere (Cehenneme) sokar.” İşte bu hadis Hz. Hüseyin (a.s)’ın çıktığı yolda akıttığı mübarek kanın hedef noktasıdır.

Asırlardır insanlar arasında varlığını her yıl aynı acı ve matemle koruyan bu büyük olayın sürekliliği de ruhunu aldığı bu ilahi kökten gelmektedir. Daha farklı bir şekilde söylemek gerekirse Aşûrâ’nın şiarı, İslam’ın şiarıdır.

Aşûrâ, iyiliği emredip, kötülükten sakındırma duygusunu, şahadet duygusunu, cihat ruhunu ve hak yolunda fedakârlık duygusunu yaşatma destanıdır. İnsanlık kervanının, Allah’a kul olma yolunda her yıl yeniden doğduğu, nefeslendiği ve ruh bulduğu ilahi dergâhtır.

İşte Aşûrâ’yı asırlardır daha canlı şekilde ayakta tutan bu ruhtur. Aşûrâ, Hz. Hüseyin (a.s)’ın ilahi aşk yolculuğudur ki her yıl insanların ruhunda/vicdanında can bulmaktadır.

Yazımızı tamamlarken Muhammed İkbal Lahorî’nin İslam’da özgürlüğün önemi ve Kerbela olayının sırrına dair kaleme aldığı şiirden birkaç damlayı susuz yüreklerimize serpmek isterim. İkbal diyor ki;

“Mü’min aştandır, aşksa mü’minden,
Aşkla mümkün olur imkânsız görülen…

Akıl keskindir ama daha keskindir aşk,
Daha zeki, daha cesur ve daha pâk…

Akıl bu dünyada bir nefestir uçup giden,
Ya aşkın değerini var mıdır ölçebilen…

Aşk özgürlükte bulur hem teselli hem huzur,
Özgürlük, onun hidayet kaynağı işte budur…”

Serdar Gündoğdu

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler