ABD’nin Dünyadaki Egemenliğini Koruma Siyaseti Siyasi İktidarda Kimin Olacağından Daha Önemlidir


ABD’nin Dünyadaki Egemenliğini Koruma Siyaseti Siyasi İktidarda Kimin Olacağından Daha Önemlidir

Siyaset bilimci Adıgüzel Memmedova; Clinton'un veya Trump’ın ABD’nin yeni cumhurbaşkanı olmasının Azerbaycan-ABD ilişkilerini nasıl etkileyeceğini değerlendirdi.

Tesnim Haber Ajansı - Donald Trump cumhurbaşkanı seçildiği takdirde bölgede yeni bir jeopolitik merkezlerin şekilleneceğini tahmin eden siyaset bilimci Adıgüzel Memmedova’ya göre, ABD'nin önüne koyduğu hedefleri Clinton'un başarabileceği soru işaretidir. ABD'de başkanlık seçimlerinin sonuçlarından bağımsız olarak, ABD’nin Avrasya coğrafyası üzerinde hakim olma politikası vardır.

Bu politikanın temel amacı Avrasya coğrafyasında başkaldırabilecek gerçek güç sahiplerini bertaraf etmektir. Son dönemler ise ABD'nin Avrasya'da ciddi sorunları oluştu. Çünkü ABD'nin dolar yayılmacılığına karşı ister Rus, ister Çin, ister Hindistan ve bölgedeki diğer önde gelen devletler adeta bir araya geldiler. Örneğin BRICS Örgütü kuruldu, Şanghay İşbirliği Örgütü mevcuttur. Bu örgütler Amerika'nın Avrasya coğrafyasındaki politikasına ters olan bir çizgi. Aslında ABD'nin dış politikasının temel amaçlarından biri bölgede Şanghay İşbirliği Örgütüne karşı koyabilecek bir koalisyon oluşturmaktır. Bu koalisyonda en kilit nokta Türkçe konuşan halklar öngörülüyor. Özellikle de Türkiye, Azerbaycan, ulaşım koridoru ile birlikte, bölgedeki öncü güçleri tutma politikasını hayata geçirmektir. Ve yahut tarihi İpek Yolu Projesi de doğrudan Rusya'yı ulaşım koridorlarından dışında bırakmak için yeni rehabilitasyon altındaki bir çizgidir. Ancak son dönemde ABD'nin dış politikasında yapılan devamsızlık ister istemez onun istinat kurabileceği bu hatlarda yeterince sorunlar yarattı. Örneğin, son yıllarda Irak ve Suriye konusunda Türkiye ile sorun dahili meydanda yalnız bırakması ve Orta Asya Cumhuriyetlerinde köklü rejime karşı yeni bir muhalif güçlere dayanarak devam eden kampanyalar gerçekleştirmesi Amerika'nın diğer projesini gölgede bıraktı.

Adıgüzel Memmedov: "Aslında ABD fiilen bölgede yoktur.” Donald Trump; “fiilen, ABD'nin bu bölgedeki yokluğunu artık kabul eden ve gerçekle kabullenen siyasi bir liderdir".

Clinton'un veya Donald Trump’ın cumhurbaşkanı olmasının Azerbaycan'a etkisine gelince; Azerbaycan-ABD ilişkileri önce sırf ekonomik, zamanla ise siyasi çıkarlar üzerine kurulmuştur. Yani, ABD'nin siyasi iktidarda amacı kim temsil edilmesinden bağımsız olarak, kökleşmiş dış politikada egemenliğini dünyada korumaktan ibarettir. Elbette burada bireysel özellikler de biraz rol oynuyor.

Clinton; Azerbaycan'ı da, Azerbaycan'ın siyasi liderini de tanıyor. Genel olarak, bölgeyi tanıyor ve sanırım onun yöntemi işte yukarıda belirttiğim politikası yeni rehabilitasyon etme girişiminden ibaret olacak. Ancak zaman zaman siyasi rehabilitasyon etme girişimlerinde de katılacak. Şimdi artık 1992 yılının koşulları değil, tamamen değiştirildi. Clinton'un bu amaçta ne kadar başarılı olacağı da sorgulanır.

Donald Trump fiilen, ABD'nin bu bölgedeki yokluğunu artık kabul eden ve gerçekle kabullenen bir siyasi liderdir. Donald Trump’ın belli gerçeklerle hareket etmesi ile bölgede yeni bir jeopolitik merkezlerin oluşturulması hesaplanıyor. Clinton ise bununla hesaplaşamayacaktır. Eğer seçimi Donald Trump kazanırsa, bunun ABD’de giderek Rusya ilişkilerine etkisi konusunda söyleyebilirim ki, ABD'nin dünya siyasetine etki olanaklarındaki en büyük başarılarından biri dolar genişlemesidir. Amerika Ulusal Bankası devlete ait değil. Amerika Ulusal Bankası Yahudi ailesinin elindedir ve şahsidir. Yani, Amerikan politikasının düzenlenmesi asıl talep ve öneriler zemininde gerçekleştiriliyor. Bu nedenle Trump doların iflas etmesini gören ve bu gerçeklerle uzlaşan bir liderdir. Görünen odur ki, fiilen, dünya değişiyor.

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler