Neden 6 Yıldan Sonra Yeniden Suriye’de Tampon Bölge Oluşturma Konusu Gündeme Geldi?


Neden 6 Yıldan Sonra Yeniden Suriye’de Tampon Bölge Oluşturma Konusu Gündeme Geldi?

Ortadoğu analistlerinden Abdel Bari Atvan, Suriye’de tampon bölge oluşturulmasının yeni Amerika’nın bölücülük ve çok sayıda halkı mülteci yapma planı için bir hazırlık olduğunu ve bu planın gösterilen gerekçelerin aksine Suriye halkının lehine olmadığını vurguladı.

Tesnim Haber Ajansı - Ortadoğulu uzman analistlerden Abdel Bari Atvan kaleme aldığı yazıda şu ifadelerde bulundu: “Belki birçokları için Suriye krizinin üzerinden 6 yıl geçmesinden, savaş meydanındaki durumun değişmesinden, mültecilerin sayısının azalmasından, Suriye Ordusunun Halep şehrinin kurtarılmasından sonra Rusya’nın hava desteği ile birçok bölgede ilerlemesinden ve Nusra cephesi teröristlerinin Berda Vadisindeki içme su kanallarından geri çekilmesinden sonra bu ülkede tampon bölge oluşturma konusunun yeniden gündeme gelmesi şaşırtıcı olabilir. Hem de en büyük silahlı muhalif gruplardan olan Ehrar-ı Şam ve Tehrir-i Şam Heyeti arasında İdlib’de çatışmaların arttığı bir dönemde.

Tampon bölge oluşturulması konusu yeni bir konu değil. Türkiye’nin Fırat kalkanı kuvvetleri de El-Bab ve Cerablus şehirlerinde tampon bölge oluşturmaya çalıştı ama yeni olan konu, Amerika’nın yeni Başkanı Donald Trump’ın bu konuyu Suudi Arabistan kralı Slaman Bin Abdülaziz ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde yeniden gündeme getirmesi ve Amerika ve Suudi taraflarının Suriye ve Yemen’de tampon oluşturmak için anlaştıklarını açıklamasıdır. Suudi yetkililer, İran’ın bu ülkenin ve diğer Körfez ülkelerinin iç içlerine müdahalesini durdurmasını iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin şartı olarak sunmuştu ve bazı ülkeler, Arabistan’ın Suriye ve Yemen’de tampon bölge oluşturulmasını onaylamasının, Suudilerin sundukları şartla çeliştiğini, çünkü tampon bölge oluşturmanın uçuşa yasak bölge oluşturmaya ve gelişmiş askeri teçhizatlarla desteklenmiş çok sayıda kara kuvvetine ihtiyacı olduğunu belirttiler.

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim konuyla ilgili olarak, “Şam ile koordinasyon sağlanmadan mülteciler için tampon bölge oluşturmaya çalışmak, güvenliğe aykırı bir eylem sayılmakta ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü işgal etmek demektir ve tehlikeli sonuçlar doğurabilir” dedi. Velid Mualim Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Başkanı Filipo Grandi ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelerde bulundu: “Savaş nedeniyle ülkelerini terk eden ve komşu ülkelere giden tüm Suriye halkı ülkelerine dönmektedir ve ülke, onların kabulüne ve yaşam ihtiyaçlarını karşılamaya hazırdır.”

Bu sürecin en dikkat çeken noktası, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Moskova’nın tampon bölge oluşturma konusunda Trump’ın planını incelemeye hazır olduğunu açıklamasıdır. Lavrov bu konuda birkaç şart sunmuştur ve bunlardan en önemlisi Şam’ın bu planı onaylamasıdır. Şam’ın bu konuyu onaylamaması çok doğaldır. Çünkü Amerika’nın bu planın arkasındaki hedeflerinden haberdardır.

Şam, Libya senaryosunun tekrarlanmasından korkuyor. 2011 yılında Amerika liderliğindeki NATO koalisyonu, Fransa ve İtalya’nın ortak planlamasıyla sivilleri koruma bahanesiyle Bingazi’de tampon bölge oluşturulması konusunu gündeme getirdi ve bu konuyu ülkedeki rejimi değiştirme ve ülkeyi kaosa ve kanlı çatışmalara sürüklemek için kullandı ve çok ilginçtir ki, Recep Tayyip Erdoğan’da bir dil sürçmesinde bu konuyu dile getirmiş ve Türkiye’nin Fırat Kalkanı kuvvetlerinin El-Bab’ı kurtardıktan ve tampon bölge oluşturduktan sonra Suriye Hükümetini devireceğini söylemiştir ama tabi daha sonra Rusya’nın baskılarıyla sözlerini geri almıştır.

Birçok kişi tampon bölge oluşturulması halinde, bu konudan Suriye’nin etnik ve mezhepsel olarak özerk bölgelere bölünmesi için yararlanılacağını düşünmektedir. Rusya tarafından Astana Zirvesine katılanlara önerilen anayasa taslağının dağıtılması Suriye yetkililerinin bu konudaki endişesini ve şüphesini arttırmıştır ve özellikle bazı maddelerde Suriye’den Arap kimliğinin kaldırılması bu endişeleri fazlalaştırmıştır.

Biz bu planın Trump tarafından böylesi güçlü bir şekilde gündeme getirilmesinin, Türkiye’nin bunu desteklemesinin, Rusya’nın şartlı olarak bunu incelemeye hazır olduğunu söylemesinin, Arabistan’ın bu planı onaylamasının ve sosyal ağlarda ve medyada Cumhurbaşkanlığı Ofisi tarafından şiddetle yalanlanan Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın kalp krizi geçirdiği yönündeki haberlerin bir tesadüf olduğuna inanmıyoruz.

Tampon bölge daha önce Bingazi’de oluşturuldu ve o zaman da bu olayın bu ülkenin sınırlarında yaşayanları ve Yemen halkını korumak ve desteklemek için gerçekleştiği söylenmişti. Ama bu olay Libya halkının yarısının Mısır ve Tunus’ta mülteci durumuna düşmesine ve çok ağır toplumsal ve hayat şartlarıyla karşı karşı kalmasına neden oldu. Oysa ki Libya halkı çok iyi ve değerli bir halktır ve ülkeleri geniş petrol zenginliklerine sahiptir. Biz hiçbir akıllı kişinin, Suriye’de de böyle bir şeyin gerçekleşmesini arzulayacağına ve bu ülkenin halkını boşaltmak isteyeceğine inanmıyoruz.”

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler