Muhafazakârlar Niçin Erdoğan'dan Uzaklaşıyor?


Muhafazakârlar Niçin Erdoğan'dan Uzaklaşıyor?

Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan ve muhalefetin izlediği siyaset; İslamcı ve muhafazakâr partileri bile laik ve hükümet karşıtı milliyetçilerle ittifak kurmalarına neden oldu.

Tesnim Haber Ajansı - Bu günlerde Türkiye'nin siyaset ortamındaki gerilim ve heyecan, seçim atmosferini anımsatan bir noktaya ulaştı.

Normalde tüm seçimler ve anketlerde Türkiye’deki muhafazakâr ve İslamcı kesim Türk toplumunun yüzde 60'ından fazlasını kapsıyor ve bu durumda İslamcı söylemi savunduğunu öne süren bir partinin kazanması bekleniliyordu. Ancak gerçek şu ki, Erdoğan hükümetine yönelik eleştiriler ve AK Parti’nin eksiklikleri o kadar arttı ki, İslamcılar eskisi gibi sandığa gidip kayıtsız şartsız olarak AK Parti’ye oy vermek istemiyor.

Oy Sandığını Hemen Getirin

Millet İttifakı liderleri (Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener) Türkiye'deki mevcut ekonomik durgunluk ve siyasi durumdan çıkmanın tek yolunun bir iktidar değişikliği olduğuna ve demokratik ve yumuşak bir iktidar değişikliğinin erken seçimle mümkün olduğuna inanmaktadır.

Eski Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve ülkedeki birçok siyasi partinin lideri, ülkenin mevcut durumda ayakta kalamayacağına inanıyor. Çünkü muhalefet partileri erken seçimde ısrarını sürdürken herkes "Başkanlık" sisteminin ve Erdoğan ile AK Parti’nin yanlış politikalarının Türkiye'yi durma noktasına getirdiğine inanıyor.

Bu sırada, önemli sayıda muhafazakâr ve İslamcı parti geleneksel muhalefetin safına katıldı ve düne kadar sadece Kemalistler, bazı milliyetçiler ve PKK’nın siyasi görünümlü uzantıları Erdoğan ile partisine karşı olsa da, şimdi birçok İslamcı parti de mevcut durumu eleştiriyor.

Neticede Erdoğan ve AK Parti’ye muhalefet, İslamcı ve muhafazakâr partileri bile laikler ve muhalif milliyetçilerle ittifaklara iten yaygın bir mücadele haline getirdi.

Eski Ortaklar Ve Dostlar, Bugünkü Muhalefet

Muhafazakâr partilerin mevcut iktidarın düşürülmesi için Kemalist ve milliyetçi muhalefete eşlik ettiğini gösteren son örnek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’ın yanında yer almaktan çekinmeyen üç aktif ve dinamik siyasi partinin çabalarıdır.

Bu üç parti şöyle:

1. Merhum Erbakan Hoca'nın kurduğu ve Temel Karamollaoğlu liderliğindeki Saadet Partisi (SP). Erdoğan'ın bu partiyi Ak Parti ile birleştirme çabaları başarısız olmuştur.

2. 2002-2015 yılları arasında 13 yıl Türkiye Dışişleri ve Ekonomi Bakanlığı yapan ve AK Parti’nin kurucu üyelerinden olan Ali Babacan liderliğindeki Demokrasi ve Atılım Partisi.

3. Eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi.

Elbette bu listeye özel hususlarıyla bilinen iki parti daha eklenebilir. Birincisi, çok popüler olmayan ancak Ak Parti’ye açıkça karşı çıkan Gültekin Uysal liderliğindeki Demokrat Parti’dir.

İkincisi, Hür Dava Partisi. Bu parti bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan'ı desteklemiştir, ancak şu anda ikilem içinde. Hür Dava Partisi, İslamcı söylemin yanında Erdoğan ve ekibinin hoşlanmadığı belirli bir etnik grubunun taleplerini vurguluyor.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz Cuma günü Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret etti.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, SP'yi AKP ve MHP'nin kurduğu Cumhur İttifakı'nın yanında konumlandırmak amacıyla Saadet Partisi (SP) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk'ü evinde ziyaret etmişti. Fakat Karamollaoğlu, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve Milli Görüş hareketinin manevi babası olarak bilinen Oğuzhan Asiltürk’ün böyle bir şey isteyemeyeceğini kibar bir üslupla ifade etmişti.

İslamcı Saadet Partisi şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) sadece bir sandalyeye sahip. Ancak gerçek şu ki, bu partinin manevi ve sosyal güvenilirliği oy ve sandalye sayısıyla ölçülemez.

Saadet Partisi aslında kendisine siyasi ve parti rekabetleriyle ilgili olmayan, daha çok yön verme ve siyasi söylemler üretmeye yönelik görevler benimsemiştir.

Başka bir deyişle merhum Erbakan Hoca’nın eski öğrencileri bu partiyi siyasi ve idari atılımlar için bir platform olarak değil, “emri bil maruf” görevini yürüten birim olarak görmektedir.

Bunun için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin yanı sıra tüm muhalefet partileri, Saadet Partisi’ndeki aktif İslamcılara saygı gösterirken partiyle bağlarını koparmak istemiyor.

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi lideri Davutoğlu ile gerçekleştirdiği ziyaretin ardından yaptığı açıklamada: "Siyaset ortamı kızışıyor. Meclis Ekim ayında açılacak. Seçimle ilgili Ak Parti'nin Anayasa'da bir takım hazırlıkları var. Ülkede de ekonomik ve siyasi yönden bir gerginlik var. Adalet mekanizmasında aksaklıklar, sağlıkta tatminsizlikler, dış politikada endişeye sevk eden gelişmeler var. Eski Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile görüşme yapıp fikir alışverişinde bulunalım istedik. Bizim derdimiz, memleketin içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması içindir. Bundan sonra da temaslarımız devam edecek. Diğer partilerle de gelecek günlerde görüşmelerimiz olacak." ifadelerini kullandı.

Erbakan’ın Eski Öğrencisinden Erdoğan’a Gönderme

SP lideri Temel Karamollaoğlu’na her zaman şu kritik soru yöneltiliyor: “Sonunda Erdoğan'a mı yoksa muhalif partilere mi katılacaksınız?”

Temel Karamollaoğlu son günlerde bu soruya gülerek: “Beni cumhurbaşkanı adayı ilan ederlerse olabilir. Ben bu konuya girmem de derlerse ki : Abi gel seni cumhurbaşkanı adayı yapalım’, o zaman kavgasız dövüşsüz gireriz.” yanıtını verdi.

Karamollaoğlu ardından ciddi bir tavırla: “Cumhur İttifak'ına katılmak asla düşünmemiz gereken bir seçenek değil. Çünkü başkanlık sistemini kesinlikle kabul etmiyor ve Türkiye'nin parlamenter bir sistemle yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

Muhafazakârların Yönelttiği Önemli Eleştiriler

Muhafazakâr partilerin AK Parti’ye yönelttiği ilk ve en önemli eleştiri, AK Parti’nin ana hedefinden sapmış olması ve adalet, yoksullukla mücadele ve yolsuzlukla mücadele gibi kavramlara önem vermemesidir.

Muhafazakârlar ayrıca lüks, şatafat, israf ve rant düzeninin Türkiye'nin iktidar partisinin nefesini kestiğine ve bu durumun devam edemeyeceğine inanıyor.

Muhafazakâr kesimin Erdoğan'dan uzaklaşmasının bir başka nedeni ise AK Parti’nin siyasi ve sosyal söyleminin daha önce dini ve İslami düşüncelere dayanmasıdır. Son yıllarda AK Parti’nin söyleminde yer alan Türk milliyetçiliğinin bariz izleri muhafazakârların önemli bir kısmı tarafından olumlu karşılanmamaktadır.

Fakat önemli sayıda muhafazakâr parti ve kurumun Erdoğan'dan ayrılmasıya birlikte Millet İttifakı ile işbirliği yapma talebinin artması önemli bir siyasi ve sosyal olay haline gelmiştir.

Tüm bunlara rağmen bu partilerin uzlaşma ve fikir birliğine varmalarının önünde hâlâ büyük engeller olduğu gerçeğini de unutmamalıyız. Örneğin önemli engellerden biri, muhalefet partileri ve grupları arasında muhalefet koalisyonunun liderliği ve bir sonraki hükümetin liderliği konusunda farklı ve çelişkili yaklaşımların olmasıdır.

En Çok Okunan Türkiye Haberler
En Önemli Türkiye Haberler
En Çok Okunan Haberler