Nükleer Enerji İran Halkı İçin Ekonomik Mi?


Nükleer Enerji İran Halkı İçin Ekonomik Mi?

İran Atom Enerjisi Kurumu Eski Başkanı Ali Ekber Salihi’ye göre, son 30 yılda İran'da nükleer endüstri için harcanan toplam maliyet, yaklaşık 7 milyar dolardır.

Tesnim Haber Ajansı- İkinci Dünya Savaşı sırasında, nükleer teknoloji araştırmaları daha çok nükleer silah yapımı için yapılıyordu, ancak 1950'lerden itibaren, fisyon ürünleri barışçıl amaçlarla enerji üretiminde kullanılmaya başladı.
Nükleer santraller şu anda 32 ülkede faaliyet gösteriyor. Dünya Nükleer Birliği'ne göre, enerji ihtiyaçlarının en azından bir kısmını karşılamak için nükleer endüstriye bağımlı olan ülkelerin sayısı artıyor. Örneğin Danimarka ve İtalya, elektriğinin yaklaşık yüzde 10'unu nükleer enerji ithalatından sağlıyor.

Dünya’da Nükleer Enerji

Yayınlanan son istatistiklere göre, dünya elektriğinin yaklaşık yüzde 10'u 440 nükleer reaktör tarafından üretiliyor. Yaklaşık 55 yeni nükleer reaktör yapım aşamasındadır. 2020'de nükleer santraller saatte 2.553 terawatt elektrik üretti.
2020 yılında 13 ülke elektriğinin en az dörtte birini nükleer sanayi yoluyla üretmiştir. Fransa, elektriğinin en az dörtte üçünü, Slovakya ve Ukrayna ise yüzde 50'den fazlasını nükleer enerjiden sağlıyor. Macaristan, Belçika, Slovenya, Bulgaristan, Finlandiya ve Çek Cumhuriyeti elektriğinin üçte birinden fazlasını bu şekilde sağlıyor. Güney Kore'de elektriğin yüzde 30'dan fazlası nükleer enerji ile sağlanırken, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, İspanya ve Rusya'da elektriğin yaklaşık üçte biri nükleer enerji ile sağlanmaktadır.

Uluslararası Enerji Ajansı, 2021 yılık raporunda, nükleer enerji yoluyla elektrik üretiminin 2050 yılına kadar yaklaşık yüzde 75 oranında artması gerektiğini vurguluyor.

Nükleer Enerji ve İran

Nükleer enerjinin ülkelerin elektirik ihtiyacının karşılanmasında bu kadar önemli bir rol oynamasına rağmen, Batılı ülkeler son yıllarda İran'ın nükleer enerjinin bu avantajlarını kullanmasını engellemeye çalışmaktadır. Onlar, İran diğer enerji kaynakları açısından da zengin bir ülke olduğu için nükleer enerjiden elektrik üretiminin ekonomik olmadığını iddia ediyor. Ancak, Batı dünyasının İran hakkındaki yorumları birçok açıdan yanlıştır.

Birincisi, yukarıda da bahsedildiği üzere İngiltere ve Rusya gibi büyük fosil enerji kaynaklarına sahip birçok ülke, enerji ihtiyaçlarının büyük bir kısmını nükleer reaktörlerden karşılamaktadır.

Örneğin, Dünya Nükleer Birliği'nin internet sitesinde yer alan bilgiye göre, 2020 yılında Rusya'daki nükleer enerji santrallerinde toplam 209 TW/h elektrik üretilmiştir. Bu rakam ülkede üretilen toplam elektriğin yüzde 19'una eşittir. İngiltere ise elektrik ihtiyacının yüzde 17'sini nükleer reaktörlerden sağlamaktadır.

Öte yandan Almanya, Fransa, Japonya gibi doğalgaz ve petrol rezervleri olmayan birçok ülke, varlıklı olmasına rağmen nükleer enerji kullanımından vazgeçmemiştir ve tersine petrol ve gaz ithalatını artırmaktadır. Bu nedenle, ABD ve müttefiklerinin İran hakkındaki yorumları başka hiçbir ülke için dile getirilmiyor. Şu anda İran'ın nükleer programını eleştirenler de dahil olmak üzere çoğu ülke elektrik ihtiyaçlarını nükleer enerjiden karşılama konusunda hiçbir şüpheleri yok.

Unutulmaması gereken bir diğer konu ise, petrol ve gaz rezervlerinin mevcut açık miktarın birkaç katı olması bile İran'ı nükleer enerji girişiminden vazgeçiremez, çünkü petrol ve doğal gaz kaynakları "tükenebilir kaynaklar"dır.
Bu nedenle, petrol zengini ülkeler bile, bu kaynakların tüketimini mümkün olduğunca azaltmak için "alternatif enerji kaynakları" kullanmanın bir yolunu bulmalıdır.

Geçtiğimiz sene yerli “Asr-ı Endişe” dergisine verdiği özel demeçte İran Nükleer Programını değerlendiren  İran Atom Enerjisi Kurumu Eski Başkanı Ali Ekber Salihi, "Suudi Arabistan, 16 reaktör inşa etmek için nükleer sanayiye 80 milyar dolar yatırım yaptı. Son 30 yılda İran'da nükleer endüstri için harcanan toplam maliyet, benim hesaplamalarıma göre yaklaşık 7 milyar dolardır.  Bushehr nükleer santralinin maliyeti ise 5 milyar dolardır. Toplam maliyeti otuz yıla bölersek, yılda 250 milyon dolara yakın bir rakam olur. Bu rakam 80 milyon nüfuslu bir ülke için yüksek değil." dedi.

Salihi sözlerine şöyle devam etti:

"Ülkeyi güçlü kılan ve yücelten nükleer sanayi, gelecek nesillerin elektriğini garanti eder. Çünkü er ya da geç petrol biter. Şimdi boş oturup, gelecekte başkalarına bize bir elektrik santrali vermelerini söyleyelim mi? Mantık şu andan itibaren hareket geçmemiz gerektiğini söylüyor. Bu yüzden nükleer sanayi çok gerekli ve hayatidir. Ne yazık ki düşmanın propagandası nedeniyle ülkemizin kamuoyunda nükleer sanayi salt uranyum zenginleşme meselesine indirgenmiştir. Nükleer endüstri sadece bununla ibaret değil ve birçok alanı kapsar."

Dolayısıyla İran'ın alternatif enerji kaynaklarına olan ihtiyacı ekonomik, çevresel ve hatta sosyal nedenlerle tartışılmazdır. 

İran'da Alternatif Enerji Arayışları Konusunda Genel Hususlar

İran ve petrol ihracatına bağımlı diğer ülkelerin, uzun vadeli ve kalıcı faydalar elde etmeyi ummadan milli varlıklarını kontrolsüz şekilde savurması mantıklı değil. Sonuç olarak, bu ülkeler gündemlerinde enerji kaynaklarını çeşitlendirme planları olmalı yoksa gelecekte çeşitli ekonomik ve sosyal krizlerin yaşanmasını beklemek zorunda kalacaklardır.
Diğer önemli konu ise enerji güvenliğinin önümüzdeki yıllarda dünyaya öncülük etmedeki rolüdür. Uzmanlar, dünyanın geleceğini enerjiye bağlı olarak görüyor.

Enerji uzmanları, bir varil petrolün değerinin çok yüksek olduğunu söylüyor. Aynı şekilde, doğal gaz yakmadan çok daha değerlidir ve bu değerli kaynakları daha katma değerli ürünler üretmek için kullanmak mantıklıdır. Bu yönde adım atan İran şu anda yılda 2,7 milyar dolar değerinde petrokimya ürünü üretmektedir.

Öte yandan bilinen enerji kaynakları arasında en kısa ömre sahip olan petroldür. Araştırma sonuçları ve tahminlere göre petrolün ömrü, mevcut rezerv miktarına bağlı olarak 45 ile 68 yıl arasındadır. Gaz ise 150 yıla kadar bir ömre sahiptir. Bu istatistiklerle, önümüzdeki 15 ila 20 yıl içinde bilinen ve öngörülebilir petrol rezervlerinin yarısının tükenmesi bekleniyor. Uranyum rezervlerinin 500 yıla kadar dayandığı tahmin edilmektedir.

Bilinen enerjiler arasında sadece nükleer enerji petrolün yerini alabilir. İran'ın uranyum cevheri rezervlerinin 45 milyar varil petrole eşdeğer elektrik üretmesi bekleniyor. Peki, İran'ın zor elde edilen petrol ve gaz kaynaklarını elektrik üretmek için kullanması ve alternatif enerji kaynaklarını kullanmayı düşünmemesi ekonomik olarak uygun mudur?

Bu bağlamda İran Atom Enerjisi Kurumu Eski Başkanı Salihi, "Hiçbir ülke enerji arzını tek bir kaynağa indiremez. Evet, petrolümüz var, ancak elektrik enerjisinş sadece petrol üzerinden üretmenin bir anlamı yok. Rüzgar, su, güneş ve nükleer enerji de kullanılmalı." değerlendirmesinde bulundu.

İran'da Alternatif Enerji Arayışları Konusunda Çevresel Hususlar

İran halihazırda gaz ve petrol tüketiminin neden olduğu çevre sorunlarıyla boğuşuyor. Irak'la 8 yıllık savaş, ekonomik yaptırımlar, savaş sonrası kalkınma sürecinde ortaya çıkan çevre sorunları ve diğer bazı faktörler İran'ı çevreyi koruma ve temiz tutma konusunda başarısız kıldı.

Gelecekte fosil yakıt kaynaklarından enerji üretimini ciddi şekilde sınırlayacak en önemli faktörlerden biri de başta karbondioksit olmak üzere çevresel kirleticilerin salınımındaki artıştır.

1980'den beri İran'da fosil yakıtlardan kaynaklanan karbon emisyonları yüzde 240 arttı. Karbon emisyonları, başkent Tahran ve ülkenin bazı büyük şehirlerindeki kirliliğin ana nedenlerinden biridir. Bazı istatistiklere göre, kirli havanın uzun vadeli etkileri her yıl yalnızca Tahran'da binlerce insanın ölümüne yol açıyor.

Kirli hava, yağmur suyunu kirleterek, yeraltı su kaynakları ile toprağa da zarar verir.

Tüm bu sorunlar, hidroelektrik, güneş enerjisi ve jeotermal enerji gibi alternatif enerji kaynaklarının İran'ın enerji tüketiminin küçük bir bölümünü oluşturmasından ve geri kalan ihtiyacın petrol ve gazdan karşılanmasından kaynaklanmaktadır. İran nükleer enerjinin yanı sıra, diğer yeni ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretme konusunda da büyük bir potansiyele sahiptir.

Fosil enerji kaynaklarına artan bağımlılık, rekabet sahasını uzun süredir sömürmek amacıyla zayıf ülkeleri bağımlı tutmaya çalışan büyük güçlere bırakmak anlamına gelir.

İran'daki nükleer santrallerde santrifüjleri durdurmanın ilke sonucu önümüzdeki yıllarda enerji kıtlığı ile uğraşmak, hava kirliliği ve hastalarımızı uzun yıllardır "ilaç"tan mahrum bırakan ülkelere bağımlılık olacaktır.

Nükleer enerji konusuna siyasi, güvenlik ve stratejik avantajlarından bağımsız olarak tamamen enerji odaklı bakıldığında, nükleer programı sürdürmenin İran için bir zorunluluk olduğu anlaşılıyor; Dolayısıyla Batı'nın emelleri karşısında dirençli bir şekilde duran İran İslam Cumhuriyeti, sistemin ilke ve hedeflerinden geri kalmadan süreci izleyecektir.

 

En Çok Okunan Analiz/Makale Haberler
En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler