Türkiye'nin Siyonizm'e Karşı Tavrı Düşündürücü
Son günlerde Tel Aviv’de bir dizi şehadet operasyonları gerçekleştirildi. Bu operasyonlar Filistin halkının direnişe desteğinin artmasını sağlarken, İşgalci Siyonist Rejim İsrail’in güvenlik zafiyetini de açığa çıkardı.
Tüm dünyanın gözü önünde sivil Filistinliler, işgal altındaki toprakların çeşitli bölgelerinde İşgalci Siyonist Rejim İsrail askerleri tarafından katledilip Batı Şeria’da ve Cenin kampına baskınlar düzenlenerek sivil vatandaşlar insanlık dışı uygulamalarla göz altına alınıyor.
Meşru Müdafaa hakkını kullanan Filistin’e yönelik Siyonist saldırı dalgası yaşanırken, İslam dünyasının lideri olma iddiasında bulunan ve bunun için Büyük Ortadoğu Planının parçası olan hatta Erdoğan’ın kendi tabiriyle bu planın eş başkanı olan Müslüman Türkiye Devleti, Filistin direniş hareketini “terörist saldırı” diye tanımlayıp, direniş hareketinin Siyonistlere karşı gerçekleştirdiği saldırıları kınarken İşgalci Siyonist İsrail Rejiminin yanında olduğunu ilan etmekte.
29 Mart’ta Filistin'in 1948'de işgal edilmiş bölgesinde yer alan Tel Aviv’de üç farklı noktada gerçekleştirilen şehadet eylemlerinde 5 işgalci yerleşimci ölürken bazıları da yaralandı. Eylem sonrası İslami Direniş Hareketi (Hamas), yayınladığı bildiride Filistin halkının evlatlarının, Filistin topraklarının her bir karışı üzerinde gerçekleştirdiği tüm kahramanca eylemlerin işgal terörüne, onun Filistin toprağına, halkına ve mukaddesatına yönelik suçlarının artmasına karşı verilen doğal ve meşru bir cevap olduğunu ifade etti.
Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ise Tel Aviv’de gerçekleştirilen şehadet eyleminden dolayı memnuniyetini dile getirerek, bu eylemin Filistin haritasını yeniden çizdiğini belirtirken Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği ise yapılan eylemi terör saldırısı olarak niteledi.
Türkiye Büyükelçiliği tarafından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verdi: 29 Mart akşamı Bani Berrak'ta meydana gelen terör saldırısında en az 5 kişinin hayatını kaybetmesinden dolayı üzgünüz. Bu terör saldırısını kınıyoruz. Son günlerde artan bu saldırıların Ramazan ve Ramazan Bayramı arifesinde bölgeyi yeniden çatışmaya sokmasından endişe ediyoruz. Beni Berrak'ta hayatını kaybedenlerin ailelerine, İsrail hükümetine ve halkına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Yine 7 Nisan’da bir Filistinlinin, Tel Aviv'in işlek yerlerinden Dizengoff Sokağı'nda gerçekleştirdiği eylemde 3 Siyonist ölürken 15 kişi de yaralanmıştı. Eylem, Filistin halkı ve direniş takipçileri tarafından coşkuyla karşılanırken Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği, resmi twitter hesabından yaptığı açıklamada; "Tel Aviv’de 7 Nisan gecesi gerçekleştirilen terör saldırısını kınıyoruz. Bu tür saldırıların son dönemde artış göstermesini endişeyle karşılıyoruz. Söz konusu saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine, İsrail Hükümeti ve halkına taziyelerimizi sunuyor, yaralananlara acil şifalar diliyoruz" ifadelerini kullanmıştı.
Ayrıca Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siyonist Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’u arayarak, olayı kınadığını ifade etti. Erdoğan, görüşmede; Siyonist rejim Cumhurbaşkanı’na taziye dileğinde bulunarak olayda yaralananlar için şifa diledi.
Türkiye Büyükelçiliği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajları sonrası Filistinli birçok gruplardan "Bu kınamaların geri çekmelerini ve halkımızdan özür dilemelerini talep ediyoruz" şeklinde açıklamalar yapıldı.
Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) Yetkilisi Hazım Kasım, Türkiye Büyükelçiliğinin tepkisini kınadığını açıklayarak; ‘Filistin halkının direnişi, bir meşru müdafaa eylemi ve kutsalların savunulmasıdır. Bu, uluslararası yasalarla garanti edilen bir haktır. İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırgan politikası terörizm ve ırkçılıktır’ ifadelerine yer verdi.
Ekonomik kriz içerisinde bulunan ve Rusya-Ukrayna savaşını fırsata çevirmeye çalışan Türkiye, Filistin davasını hiçe sayarak 9 Mart 2022’de İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzo’u Ankaraya davet emiş ve 14 yıl aradan sonra ilk kez gerçekleşen bu ziyaret Türkiye ile Siyonist Rejim İsrail’in ilişkilerini yeniden zirveye taşımıştı.
Sözde de olsa Avrupa’nın dahi İsrail’in işgallerini ve eylemlerini kınadığı yerde Türkiye İşgalci Siyonist İsrail rejiminin zulümlerine sessiz kalıp üstelik Filistin direnişini kınayarak Filistin halkının davasının bir önemi olmadığını ortaya koyarken, BOP eş başkanlığı görevinin devam mı ediyor sorusunu akıllara getirmekte.
