Türkiye-Suriye İlişkileri Üzerindeki Kara Bulutlar Dağılacak Mı?


Türkiye-Suriye İlişkileri Üzerindeki Kara Bulutlar Dağılacak Mı?

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, katıldığı canlı yayında Suriye'deki iç savaşın sorumlusunun AK Parti hükümeti olduğunu söyledi.

Tesnim Haber Ajansı- Son günlerde, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşme olasılığına dair haberler bir kez daha yayınlanmaya başladı.

Birkaç Türk medyası, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'ın ekibinin konuyu takip ettiğini ve karşı tarafta da Suriye'nin bir numaralı ulusal güvenlik görevlisi Ali Memluk'un ekibinin Türkiye'nin kararlarını ve yaklaşımını izlediğini bildirdi.

Ancak bu haber ne kadar güvenilir? Daha da önemlisi, haber doğru kabul edilse bile Erdoğan hükümetinin Suriye politikasının değiştiği güvenle söylenebilir mi?

Bu soruya cevap olarak Erdoğan hükümeti ve Adalet ve Kalkınma Partisi yetkililerinin hâlâ Beşar Esad ve Suriye hakkında çok sert bir dille konuştuğunu ve politikada somut bir değişiklik belirtisinin olmadığı söylenebilir. Aynı zamanda Erdoğan ve ekibinin ani dönüşler yapmasıyla biliniyor. Erdoğan ve Çavuşoğlu tarafından Siyonist Rejim liderlerine yönelik sert sözler dile getirilmesinin hemen ardından rejimin lideri Ankara'da en üst düzeyde törenlerle karşılandı.

Türkiye'nin Kalkınmış Bir Suriye Sınırına İhtiyacı Var

Şam Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğretim üyesi Bassam Abu Abdullah'a göre; Türkiye, Suriye ile ilişkilerini normalleştirmenin önünde engellerle karşı karşıyadır ve bu engellerden biri de ABD'nin ciddi muhalefetidir. Çünkü ABD, Ankara ile Şam'ın birbirine karşı olmasını istiyor.

Suriyeli uzman sözlerine şöyle devam etti:

"Ankara’nın, Şam ile ilişkileri onarılmadan Arap ülkelerin özeli ve geneli ile uzun vadede güçlü ve istikrarlı bir ilişki kurması zordur. Ankara'ya arzu ettiği faydayı da sağlamaz. Zira Suriye, Ankara'nın Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan, Fars Körfezi'ne kıyısı olan Arap ülkeleri ve hatta Kuzey Irak’ı bypass ederek Irak’ın orta ve güney bölgelerine açılan karasal köprüsüdür. Bu güzergâh Ankara için en önemli ticaret kapısıdır. Özellikle Türkiye’nin Suriye hattı boyunca uzanan vilayetlerinin ekonomik nefes borusudur. Türk mallarını Fars Körfezi pazarına ulaştırmak için alternatif deniz yolları uzun ve pahalıdır. Özellikle lojistik ve nakliyat ücretlerinin freni patlak kamyon misali tavan yaptığı bu koşullarda Türk emtiasına ağır bir maliyet yüklenmiştir."

Suriye’nin eski Ankara Kültür Ataşesi, "2023 seçimlerine az bir zaman kaldı. Türkiye ciddi bir ekonomik meydan okuma ile karşı karşıyadır. Genel ekonomik tablo hükümet üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Özellikle Türkiye-Suriye sınırında yer alan vilayetler, Hatay’dan takriben Şırnak’a kadar uzanan hat, Suriye savaşından mütevellit, ekonomik krizden en çok zarar gören bölgelerdir. Küçük bir kesimin savaş bölgesinden yasal olmayan yollarla sağladıkları, petrol ve tarım ürünlerini yağmalayarak elde ettikleri haksız gelir bu vilayetlerin zararını karşılayamaz. Bu duruma ek olarak, Ukrayna'daki savaş nedeniyle tarım ürünlerinin ihracatında da ciddi bir zarar oluştu. Tarımsal ürünlerin yüzde 90'ının Ukrayna ve Rusya’ya ihraç edilmesinin yaşadığı sorunlar ve sıkıntılar yanı sıra Fars Körfezi pazarlarına ulaşım maliyetinin artması Türkiye ticaretine gerçek bir ekonomik darbe vurdu. Şam ile ilişkilerin bozulması, transit ticaretin aksaması birçok özel şirketin yıkımını da beraberinde getirdi." değerlendirmesinde bulundu.

Bazı Türk uzmanlar, Türk cumhurbaşkanlığının düşünce kuruluşundaki kilit isimlerin Suriye konusunda henüz tam bir sonuca varmadığına inanıyor. Tam tersine şunu söyleyenler var: Madem Ankara şimdi BAE, Mısır, Suudi Arabistan ve İsrail ile ilişkilerini normalleştirdi, Suriye ile neden olmasın?

Suriye'deki İç Savaşın Sorumlusu AK Parti

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AK Parti hükümetinin Suriye politikasını eleştirerek, “Maalesef Suriye’yi karıştıran ilk adımları AK Parti hükümeti attı. Suriye kan gölüne döndü. 30 milyon Suriyelinin yarısı yer değiştirdi.” dedi.

Göç meselesine değinen Temel Karamollaoğlu, "Tabii çok zor mesele. Ben şahsen Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin veya başka ülkelerden gelenlerin, Orta Asya'dan ciddi manada göç var. Çobanlık onların mesleği. Şu anda kimsenin çıkıp da dağ başında sürülerin başında olmayı düşünmüyor. Ama onlar rahatlıkla bunu yerine getiriyor. Suriyelilerden bir kısmı yerleşik hale gelmişler, iş kurmuşlar. İstihdam sağlıyor, ihracat yapıyorlar. Bir kısmı da tamamen gariban, yardıma muhtaç kimseler. Biz elbette Türkiye olarak bunların kendi memleketlerine dönmelerini arzu ederiz. Onlar da arzu ederler." ifadelerini kullandı.

Önemli Zorluklar

Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşme olasılığına dair önemli bir soru daha var: Suriye liderleri Türkiye ile ilişkilerini normale döndürmeyi kolayca kabul eder mi?

Bu basit gerçekleri hatırladığımızda bu sorunun önemini anlayabiliriz:

1. Yaklaşık 150 bin Suriyeliden oluşan Türk destekli grup Şam hükümetini devirmeye çalışıyor. Bu silahlı grup Türkiye'nin para ve imkanlarını kullanmaktadır.

2. Suriye'ye ait birkaç kent, askeri güç kullanan Türkiye tarafından yasadışı bir şekilde işgal edildi.

3. Türkiye'de yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteci yaşıyor, on binlercesi Türk vatandaşlığı almış ve bilgi, sermaye ve becerilerini Türkiye'ye aktarmış durumda.

Yukarıdaki maddeler göz önüne alındığında, Suriye'nin normalleşme koşullarını tahmin etmek zor değildir.

 

En Çok Okunan Analiz/Makale Haberler
En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler