Batı ve Yaptırımların Kaldırılması Müzakereleri; İran’a Karşı Hayali Ültimatomlar


Batı ve Yaptırımların Kaldırılması Müzakereleri; İran’a Karşı Hayali Ültimatomlar

Yaptırımların kaldırılmasına dair yapılan müzakerelerde ültimatom verilmesi bir yandan batılı ülkelerin İran’ın inisiyatifi karşısında çaresiz kaldığını bir yandan da batının müzakerelerin düğümünü açmaya yönelik pratik bir adım atmak istemediğini gösteriyor.

Tesnim Haber Ajansı-  “Birkaç hafta sonra”; Söz konusu ifade Fransa’nın yeni Dışişleri Bakanı’nın yaptırımların kaldırılması doğrultusundaki müzakerelerin sonuca varması için belirlediği son ültimatom. Bu ültimatom eli kornanın üzerinde olan tarafın müzakerelerin frenine basan aynı taraf olmasına rağmen veriliyor.
Fransa’nın yeni Dışişleri Bakanı Catherine Colonna 12 Temmuz Salı günü Fransa milletvekilleriyle görüşmesinde müzakere kapısının kapanmasına sadece kaç hafta kaldığını söyledi. Söz konusu açıklamadan birkaç gün sonra Reuters haber ajansı yayınladığı bir yazıda; müzakerelerin bir sonuca varmadan sonlanabileceğini öne sürerek müzakerelerde zaman sınırı konusuyla yeni bir dalga oluşturdu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price da son açıklamalarında bu konuya dair “Ültimatom var. O da iyi niyet ile ayrıntılı bir şekilde ABD, Avrupalı müttefiklerimiz, Rusya ve Çin ile müzakere edilen kaç aydır masada olan anlaşmanın artık ulusal çıkarlarımız doğrultusunda olmadığı zamandır.” ifadelerini kullandı. 
Buna rağmen ültimatom vermek batının yaptırımların kaldırılması için yapılan müzakerelerdeki temel taktiklerinden biri olarak biliniyor. Batılılar söz konusu taktiği sık sık kullanarak bu yöntemin bugün artık içi boş bir tehdide dönüşmesine yol açmış bulunuyorlar.
ABD’lilerin ültimatom verip müzakerelerin anlaşmaya varması konusunda mühlet belirlemeye dair açıklamaları İran’ın nükleer programının geliştiğinden ötürü 2015 yılı KOEP anlaşmasındaki nükleer gelişimin engellemesine ilişkin çıkarların elden gittiği yönündedir. Şu an ABD tarafının KOEP için belirlediği son mühletten birkaç ay geçmesine rağmen batılı ülkeler hala anlaşmaya geri dönmenin onlar için bir öncelik olduğunu bildiriyorlar. Bu mesele ültimatom verilmesi ve mühlet tayin edilmesinin İranlı müzakereci ekibine baskı kurma amacıyla uygulanan bir taktik olduğunu gösteriyor. 
-Ültimatomlar ile Oynamak
İran Cumhurbaşkanı Ayetullah İbrahim Reisi döneminde başlayan yaptırımların kaldırılması doğrultusundaki müzakerelerde batılı yetkililerin ilk verdiği ültimatom 2021 aralık ayının sonuydu. 
Belirlenen söz konusu sürenin sona ermesi ve anlaşmaya varılmamasıyla beraber Beyaz Saray Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ABD ve diğer batılı ülkelerin “Önümüzdeki kaç hafta”yı müzakerelerin sonuçlanması için ültimatom olarak belirledi.
Aynı zamanda (3 Ocak’ta) Politico sitesi, Batılı ülkelerin müzakerelerin sona ermesi için ocak sonu veya şubat başı gibi bir son tarih belirlediklerini bildirdi. Müzakereleri sonuçlandırmak için sadece "birkaç hafta veya birkaç ay var " ifadeleri Fransız, İngiliz, Alman ve Amerikalı yetkililer tarafından telaffuz edilmeye başlandı. 
17 Ocak'ta ise Wall Street Journal, Amerikalı bir yetkiliye atıfta bulunarak ültimatom tarihini şubat ayının başından "Şubat ortasına" değiştirdi ve bu tarihten sonra İran ile diplomatik pencerenin kapatılacağını yazdı.
Son olarak 20 Şubat'ta CNN, üç Amerikalı yetkiliye atıfta bulunarak müzakereler için son tarih olarak "Şubat ayının sonunu" açıkladı.
Amerika'nın hayali ültimatom tarihleri konusu geçtiğimiz günlerde bir Yahudi düşünce kuruluşunun dikkatini çekti. Yahudi düşünce kuruluşları Amerikalı yetkililerin Ocak 2021'den Ocak 2022'nin sonuna kadar müzakerelerde süre darlığına ilişkin 27 ABD makamının açıklamasına dikkat çekti. Bu düşünce kuruluşu şunları yazdı: "Görünen o ki nükleer müzakerelerin zamanı asla dolmayacak."
-Ültimatomların reddi
Joe Biden birkaç hafta önce işgal altındaki Filistin'e yaptığı gezi sırasında, son ültimatomun üzerinden aylar geçmesine rağmen "KOEP'e geri dönmenin hâlâ mantıklı olduğunu" söyledi. 
Ayrıca diğer Batılı ülkelerin yetkilileri de diplomatik pencerenin birkaç hafta içinde kapanmasıyla ilgili yaptıkları açıklamalara rağmen anlaşmaya geri dönmek istediklerini söylüyorlar.
Tabii ki, yeni Fransız Dışişleri Bakanı gibi bu yetkililerden bazıları, bu taktiğin bayatlığının farkına varmamış ve diplomatik pencere kapanana kadar birkaç hafta süre olduğundan söz ediyorlar.
-Neden Ültimatom?
Nükleer müzakerelerde ültimatom belirlenmesi, bir yandan Batılı ülkelerin İran'ın yenilikçi çözümlerine kapalı olmasından kaynaklanırken, diğer yandan 3 Avrupa ülkesinin ve ABD'nin sorunu çözmek için pratik önlemler alma konusundaki isteksizliğini gösterdi. 
Viyana'da devam eden müzakerelerin tamamı boyunca, İran'a karşı azami baskı politikasının başarısız olması nedeniyle, Batılı ülkelerin İran'a karşı psikolojik operasyonları ve medya baskısını pazarlık aracı olarak kullanmaktan başka seçeneği yoktu. Amerika Birleşik Devletleri İran'a karşı tüm yaptırımlarını kullanmıştı, askeri seçenek pratik olarak imkansızdı, sabotaj ve nükleer suikastlar sadece İran'ın nükleer programını bozamaz, aksatamazdı, aynı zamanda Tahran'ın ilerlemesini hızlandırma kararlılığını ikiye katlayacaktı. 
Böyle bir durumda Batılı taraflar, Viyana müzakerelerinde zamanın kısalığına vurgu yaparak, İran'ın çıkarlarını güvence altına almak için herhangi bir talepte bulunmaktan vazgeçmesi ve mevcut anlaşmayı bir an önce kabul etmesi gerektiğini ima etmeyi amaçladı.
Ayrıca bu strateji, başta ABD olmak üzere batılı tarafların müzakerelerdeki pasifliğini örtbas etme ve İran'ı suçlamaya çalışma doğrultusunda bir taktikti. KOEP etrafında Cumhuriyetçi ve Demokratların ihtilafları ve Washington'un Siyonist rejim ve Fars Körfezi'ndeki Arap ülkeleriyle müzakerelerin gidişatını paylaşma ve danışma zorunluluğu ABD'nin müzakereleri geciktirmesinin ana nedenlerinden kabul edilebilir. Joe Biden'ın kişilik özellikleri de bu sorunları çözmedeki zafiyetini körükleyen bir faktör olarak değerlendirilmelidir.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki nükleer silahların yayılmasının önlenmesi konularında uzmanlardan biri olan "Jeffrey Lewis", birkaç ay önce "MSNBC" ile yaptığı röportajda Biden'ın KOEP'e dönmeyi neden geciktirdiği hakkında şunları söyledi: "O bir korkak. Beyaz Saray'a girmesinin ilk aylarında, bu sürecin sonuçlarından korktu ve İran'a taviz verme görünümü vermesinden endişelendi."
Biden'ın, özellikle başkanlığının ilk aylarında, Senato'daki KOEP karşıtlarını, özellikle de Senato Dış İlişkiler Komitesi başkanı "Bob Menendez"i kışkırtması halinde, ABD'de sorunlarla karşılaşabileceğinden endişe duyduğu söyleniyor. Bu bağlamda kabine üyelerinin onaylanması sürecinden yaşanacak muhtemel aksaklıklardan dolayı anlaşmayla ilgili kararını ileri bir tarihe ertelemeyi tercih ettiği belirtilmektedir.

 

En Çok Okunan Analiz/Makale Haberler
En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler