Nükleer Anlaşma Neden İmzalanmıyor?

Tesnim Haber Ajansı- İran ile 5+1 ülkeleri olarak bilinen ABD, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa ve İngiltere ile Almanya ve AB temsilciliği arasında 2 yıllık bir müzakereden sonra 2015’te imzalanan Nükleer Anlaşma olarak bilinen Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) 2018’de dönemin ABD Başkanı Trump tarafından tek taraflı olarak feshedilmiş ve İran’a yeni yaptırımlar uygulanmıştı. ABD’nin tek taraflı olarak anlaşmadan çekilmesinden sonra anlaşma İran ve AB ülkeleri arasında devam ettirilmeye çalışılmıştı. Fakat 2019’da İran meclisinin çıkardığı karar ile KOEP yükümlülükleri kademeli olarak sonlandırılmıştı. ABD’nin uyguladığı yaptırımlar ve baskının sonuç vermemesi, İran’ın yükümlülüklerini kademeli olarak sonlandırıp her zamankinden daha çok uranyum zenginleştirmesi bununla birlikte askeri sahada gelişmiş silahlar üretmesi ABD’yi KOEP anlaşmasına geri dönmeye mecbur bırakmıştır.
Yaptırımlarla İran’ı dize getiremeyeceğini anlayan ABD, İran’ın gelişmesini kontrol altında tutmak için en doğru yolun anlaşma olduğuna kanaat getirerek yeniden anlaşmaya dönmek için müzakere masasına geri dönmüştür. İran’la anlaşma konusunda ABD’yi engelleyen Siyonist İsrail rejimi ise anlaşmanın süresi dolduktan sonra İran’ın yine güçleneceğini, anlaşma ile İran’ın milyarlarca dolar gelir elde edeceğini sürerek İran’a karşı savaş açılmasını istemekte ve Siyonist rejim Başbakanı Lapid açık bir şekilde Nükleer Anlaşmanın yapılmaması için aktif siyaset yürüttüklerini ve lobiler sayesinde kısmi başarı elde ettiklerini ifade etmiştir. Fakat hem ABD’nin hem İsrail’in İran’a savaş açmayacağı gerçeği aşikar olmakla birlikte Rusya-Ukrayna savaşı AB ülkelerinin enerji krizi ile karşı karşıya kalmasına ve İran gazına ve petrolüne ihtiyacı ortaya çıkarmakta ve bu ülkeler anlaşma ile Rus gazının açığını İran gazı ile doldurmayı planladıklarını göstermektedir.
Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya yaptırım uygulayarak ve Ukrayna’ya silah vererek Rusya’yı yenebileceklerini düşünen başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri büyük bir hüsrana uğramış durumdalar. Üstelik yaklaşmakta olan kış mevsimi ile Rusya’nın karşı hamleleri AB ülkelerini krize soktu. AB ülkelerinin hem sanayi için hem de ısınmak için Rus gazı ve petrolünü temin edemeyecek olmaları kara kışın zor geçeceğinin habercisidir. Tam da bu durumda İran ile yapılacak olan KOEP anlaşması AB ülkelerine nefes aldırabilir. Bu yüzden AB Dış İlişkiler Sorumlusu Josef Borrell, İran ile bir anlaşmaya varılmasının taraftarı olduklarını dile getirmekle birlikte anlaşmanın imzalanması için yoğun çaba harcamaktadır. Aynı şekilde BM Genel Sekreteri Gueters de Nükleer Anlaşmanın imzalanmasından yana olduğunu ifade etmiştir. 
Fakat ABD’deki ve Avrupa’daki Yahudi lobisinin yoğun çalışmaları anlaşmanın imzalanmasının önündeki en büyük engel olarak durmaktadır. ABD iç siyasetinde de etkili olan The Foundation for Defense of Democracies isimli think-tank kuruluşu Nükleer Anlaşma konusunda ABD’ye büyük bir baskı uygulamakta. Nükleer Anlaşma konusunda oy kaybetmek istemeyen Biden yönetimini ileriye doğru bir adım atmada kararsız bırakmaktadır. Müzakereleri uzatarak hem İran’ı hem İsrail’i hem de ABD iç kamuoyunu oyalayan Biden yönetimi bu şekilde üç tarafı da idare etmeye çalışmakta ve anlaşmanın imzalanması sürecini geciktirmektedir. Bununla birlikte Siyonist lobilerin UAEA ve Avrupalı devletler üzerindeki etkileri de mezkur kurum ve devletlerin son haftalarda İran aleyhinde asılsız iddialarda bulunmalarına neden olmaktadır. Siyonist lobi Nükleer Anlaşmanın imzalanmaması için Ukrayna krizini de bir argüman olarak kullanmaktadır ki İran’la anlaşılması durumunda Rusya’nın İran üzerinden ABD ve Avrupa tarafından uygulanan yaptırımlardan kurtulacağını ileri sürmekte. 
Nükleer anlaşmanın önündeki en büyük engel; Siyonist lobiler ve Kasım’da gerçekleşecek olan ABD ara seçimleri öncesinde cumhuriyetçilerin eline koz vermek istemeyen Biden yönetimidir.