Bahreyn’deki Cezaevlerinde Yaşanan Hak İhlalleri Devam Ediyor


Bahreyn’deki Cezaevlerinde Yaşanan Hak İhlalleri Devam Ediyor

Bahreyn’de Al-i Halife cezaevlerinde siyasi tutuklulara yönelik şiddet ve tıbbi ihmaller sürüyor.

Tesnim Haber Ajansı- Uluslararası insan hakları kuruluşlarının Bahreyn'deki insan hakları ihlallerini eleştirmesine rağmen Al-i Halife cezaevlerinde siyasi tutuklulara yönelik şiddet ve tıbbi ihmaller sürüyor.

Al-i Halife rejimi, siyasi tutukluları tıbbi ve sağlık hizmetleri haklarından mahrum etmeye devam ediyor. Birçok mahkûm tıbbi ihmal ve insanlık dışı koşullar nedeniyle hayatını kaybediyor.

Bu bağlamda çeşitli medya organları, siyasi tutuklu Selman Abdullah Mekki'nin cezaevinde çeşitli hastalıklara yakalandığını ancak cezaevi yönetiminin kendisine tıbbi bakım sağlamayı reddettiğini duyurdu. Uzun süredir ailesiyle iletişimden mahrum kalan Selman Abdullah Mekki, şiddetli diş ve diz ağrısından şikâyetçi.

Al-i Halife rejiminin emniyet güçleri ilk kez 2014 yılında evine baskın düzenleyerek tutuklamış, ardından 4 ay sonra serbest bırakılan Selman Abdullah Mekki 2018'de tekrar tutuklandı ve asılsız suçlamalarla 32 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu Bahreynli tutuklu, tıbbi ihmal de dahil olmak üzere ciddi işkencelere maruz kalıyor.

Al-Akhbar gazetesi, 2011'den 2023'e kadar Al-i Halife rejiminin keyfi olarak 20 bin 230 kişiyi gözaltına aldığını ve bunların birçoğunun ağır işkencelere maruz kaldığını yazdı. Bahreynli gazeteci Abdul Kerim Al-Fahravi gibi bazı tutuklular işkence sebebiyle hayatını kaybetti ve Muhammad Al-Sehvan ise tıbbi ihmal nedeniyle öldü.

2022'de gözaltına alınan Şeyh Abdul Celil Midad (63) iki kez zorla hastaneye kaldırıldı. Bu mahkum sıcak havada hastaneye götürülürken polis arabasının bagajına yerleştirildi. Cezaevi çalışanları onu hastaneye götürdü; ancak tedavi için değil.

Şeyh Abdul Celil Midad, hastanede tedavi görmeyi reddeden bir bildiriyi imzalamayı reddettiği için Bahreyn'deki "Jaw" hapishanesinin gardiyanları tarafından dövüldü.

Haberde tıbbi ihmalin Al-i Halife rejiminin "favori" araçlarından biri haline geldiği ve mahkûmlara tıbbi tedaviyi kasıtlı olarak durdurmayı sürdürdüğü kaydedildi.

Gardiyanlar mahkumları işkence etmek için ilaçlarını düzensiz olarak veriyor. Örneğin Bahreynli siyasi tutuklu Mohsen Badav bir buçuk yıldır şiddetli kulak ağrısı çekiyordu.

Mahkumlara işkence sadece tıbbi ihmalle sınırlı değil. Ayrıca mahkumlar duygusal baskıya maruz kalırlar. Tutukluların yakınlarının cenaze törenlerine katılmaları yasaktır.

Bu tür eylemlere tepki gösteren 600'den fazla siyasi tutuklu geçen ayda rejim yetkililerine hitaben yazdığı mektupta, cezaevlerindeki sorunlar ve düzensiz koşullardan şikayetçi oldu.

Bahreynli mahkumlar, hücre hapsinin kaldırılmasını, uygun sağlık hizmetlerinin sağlanmasını, dini törenlerine izin verilmesini ve aileleriyle iletişim kurma maliyetinin düşürülmesini talep ettiler.

Al-i Halife rejimi, cezaevlerinde işkence yapan görevlilerini teşvik ediyor. Dolayısıyla hapishane çalışanları konumlarını korumak için mahkumlara en sert işkenceleri uyguluyor.

Bu bağlamda, Jaw Hapishanesindeki 15 numaralı binada tutuklu bulunanlardan bir Bahreynli, işkence sırasında görevlilerden birinin kendisine, “Mahkumlara en ağır işkenceleri yapmak zorundayım; Aksi takdirde terfi almayacağım.” dediğini aktardı.

Konuya dair ABD’li “Bahreyn için Demokrasi ve İnsan Hakları” kurumundan yapılan açıklamada, tüm bu insan hakları ihlallerinin, Bahreyn İçişleri Bakanı'nın gözetimi ve onayı ile gerçekleştirildiğini vurguladı. Bu bakan hala görevini sürdürüyor.

Bahreynli aktivist Ali Muşayma, "Bahreyn hapishanelerindeki tıbbi ihmaller siyasi mahkumlara karşı bir intikam politikasıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Bahreyn, cezaevlerinde içler acısı koşullarda yaşayan yaklaşık 4 bin 500 mahkumla son yıllarda en fazla siyasi tutuklu bulunan ilk Arap ülkesi oldu.

Bahreyn makamları siyasi mahkumlar ve diğer mahkumlar arasında ayrımcılık yapıyor. Ayrıca, hapishane hücrelerinin aşırı kalabalık olması, yetersiz havalandırma, sağlık hizmetlerinin eksikliği ve tıbbi ihmal Bahreyn hapishanelerindeki diğer insan hakları ihlalleri arasındadır.

ABD'nin yakın bir müttefiki olan Bahreyn, özellikle 2011'deki halk ayaklanmasının ardından, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve uluslararası insan hakları kurumları tarafından düzenli olarak insan hakları savunucularına baskı uygulamakla suçlanıyor.

Son on yılda Bahreyn, siyasi inançları nedeniyle yaklaşık 15.000 kişiyi tutukladığını ve böylece son yıllarda en çok mahkum sayısına sahip ilk Arap ülkesi haline geldiğini ve yaklaşık 4.500 siyasi tutuklunun zor koşullarda yaşadığını belirtmek gerekir.

Bahreyn'deki siyasi mahkumlar işkence ve zulme maruz kaldılar ve Al-i Halife rejimi tutuklarken, işkence ve infaz yoluyla her türlü muhalif sesi susturuyor.

Bahreyn, 2011 yılından beri İslami uyanış dalgasına dahil olmuştur. Bu ülkenin halkı, Al-i Halife rejiminin despotik ve bağımlı eylemlerine karşı protestoya başladılar ancak bu işleminin sonucu, hala savaş sahnesinde bulunan özgürlük savaşçıları için tutukluk, hapis, işkence ve idam oldu. Bununla birlikte rejim yüzlerce Bahreynliyi vatandaşlığını iptal etti.

En Çok Okunan Analiz/Makale Haberler
En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler